| Akeem, sana küçük McDowell's şatosunun içini göstermek istiyorum. | Open Subtitles | (آكيم), أريد أن أريك داخل قصر ماكداول الصغير |
| Senin işin Akeem'e göz kulak olmaktı. Bunun olmasına nasıl izin verebildin? | Open Subtitles | عملك كان السهر على (آكيم)ً كيف سمحت لهذا بالحدوث؟ |
| Prens Akeem, Zamunda tahtının tek varisidir. | Open Subtitles | الأمير (آكيم)ً هو الوريث الوحيد لعرش زاموندا |
| Doğruyu. Akeem'in onunla ciddi olamayacağını. | Open Subtitles | الحقيقة.إنه لا يمكن أن يكون (آكيم) مهتماً حقاً لأمرها |
| Akeem, gülcü kızlara ne oldu? | Open Subtitles | (آكيم),ماذا حلَ بحاملات الورود؟ |
| Çöp deyince, aklınıza Akeem gelsin. | Open Subtitles | عند التفكير في النفايات فكري في (آكيم)ُ |
| Beni dinlediğin için teşekkürler, Akeem. Gerçekten çok memnun oldum. | Open Subtitles | شكراً للإصغاء إلي, (آكيم)ً أقدر لك ذلك |
| Akeem, fakirlikten endişe etmekten artık vazgeçsen. | Open Subtitles | (آكيم), ليتك تكف عن القلق حيال فقرك |
| "Efendim, Akeem ve ben kaynaklarımızı tükettik." | Open Subtitles | "سيدي, بذرنا (آكيم) و أنا كل أموالنا" |
| Selam, Akeem. Semmi bana her şeyi anlattı. | Open Subtitles | مرحباً, (آكيم)ُ أخبرني (سيمي) بكل شيء |
| . Ve neden birdenbire Akeem'e iyi davranmaya başladın? | Open Subtitles | ولِمَ أصبحت لطيفاً مع (آكيم) فجأة؟ |
| Haberler çok iyi, Akeem. Kurtarıldık. | Open Subtitles | أخبار جيدة, (آكيم)ً تم إنقاذنا |
| Üzgünüm. Yapamam. Hoşçakal, Akeem. | Open Subtitles | إسمع, آسفة.لايمكنني وداعاً,(آكيم)ً |
| Kımıldama, Akeem. | Open Subtitles | إنتظر مكانك, (آكيم)ً |
| Hoşçakal, Akeem. | Open Subtitles | إلى اللقاء,(آكيم)ُُ |
| Neden ceketini çıkartmıyorsun, Akeem? | Open Subtitles | لِمَ لا تخلع سترتك (آكيم)؟ |
| Akeem'i görmeye gelmiştim. | Open Subtitles | أتيت لرؤية (آكيم)ً |
| - Müzeye. Akeem ile beraber. | Open Subtitles | -إلى المتحف مع (آكيم)ً |
| - Akeem'in nesi var? | Open Subtitles | -ما عيب (آكيم)؟ |
| Oğlum, Akeem için buraya geldim. | Open Subtitles | أتيت لرؤية ابني (آكيم)ً |