| Diğer şeyler bir yana, aklımızı nasıl okuduklarını öğrenmek istedik. | Open Subtitles | مِنْ بين أمورٍ أخرى، أردنا أنْ نعرف كيف يقرءون أفكارنا. |
| O her zaman bizden öndeydi, sanki aklımızı okuyor gibi. | Open Subtitles | إنه يسبقنا دائماً، وكأنه يقرأ أفكارنا |
| - aklımızı da beslemelisiniz. - Tamam. Bunu yazar mısın lütfen Marvin? | Open Subtitles | يجب أن تغذوا عقولنا حسناً ، هل كتبت ذلك عندك يا مارفن |
| aklımızı bir müzik çalar olarak düşünürsek şunu görürüz: | TED | لو اعتقدنا أن عقولنا مشغل موسيقى؛ سنري ذلك. |
| aklımızı geçmişe sarıp olmuş olayları tekrar canlandırabiliriz değil mi? | TED | بإمكاننا الرجوع بعقولنا إلى الماضي. لنتذكر أحداث حدثت بالفعل، أليس كذلك؟ |
| Bu alanda yapılan yeni çalışmaların önerdiği gibi uyumadığımız zamanların yüzde 50'sinde aklımızı vermiyoruz, aklımız başka yerde. | TED | ولكن أشارت عدد من المقالات أننا نشتت أذهاننا، نسرح بعقولنا بعيدًا عما نفعله، وذلك يكون في 50% من أوقات يقظتنا. |
| Böyle aklımızı yitirmeye devam edemeyiz. | Open Subtitles | أنظروا، لا يمكننا مواصلة فقدان صوابنا بهذا الشكل. |
| - Hayır, onu yakalayacağız ama bu şekilde değil. aklımızı kullanmalıyız. | Open Subtitles | لا، سننال منه، لكن ليس بهذه الطريقة علينا التصرّف بفطنة |
| Gerçek hayat aklımızı kullanmamızı emreder. | Open Subtitles | الحياة الحقيقية تغير أفكارنا وأحاسيسنا. |
| aklımızı okuduklarını hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أظن أنهم قادرين على قراءة أفكارنا |
| aklımızı okuyabiliyor. | Open Subtitles | بإستطاعته قراءة أفكارنا. |
| Dediğim gibi, bizler bu pazar alanına saldırmalıyız, fakat gücümüz yerine aklımızı kullanmalıyız. | TED | كما قلت، علينا أن نضرب هذه التجارة، لكن علينا أن نستخدم عقولنا بدلاً من قوتنا. |
| Biz insanlar, bu eşsiz yeteneğe, aklımızı içinde bulunduğumuz andan saptırma yetisine sahibiz. | TED | كبشر، لدينا هذه القدرة الفريدة أن نجعل عقولنا هائمة بعيداً عن الحاضر. |
| aklımızı takip etmek yerine iştahımızı takip etmeye meyilliyiz. | TED | نحن نميل إلى الذهاب مع شهيتنا بدلا من عقولنا. |
| Eğitim sistemimiz, bizlerin dünyayı belli bir yer altı zenginliği için kazdığımız gibi aklımızı kazmakta. | TED | نظامنا التعليمي قد حفر في عقولنا بطريقة أدت إلى أنا ندمر الأرض: من أجل سلعة معينة |
| aklımızı tüm bu olanlardan uzak tutmayı deneriz. | Open Subtitles | لنحاول الابتعاد بعقولنا عن كلّ ما يجري. |
| Bir düşünün. aklımızı karıştırmaya çalışıyorlar sadece. | Open Subtitles | إنهم يحاولون العبث بعقولنا فحسب. |
| Bu kadın aklımızı başımızdan aldı. | Open Subtitles | تلك المرأة أفقدتنا صوابنا |
| Bu şekilde olmaz, aklımızı kullanmalıyız. | Open Subtitles | لكن ليس هكذا علينا التصرّف بفطنة |