| Haklı olduğunu, çantanın elbise dolu olmadığını farz edersek... bence dostumuz para aklıyor. | Open Subtitles | بافتراض أنكِ محقة بشأن الحقيبة وأنها ليست مليئة بالملابس, فأعتقد أن صديقنا يقوم بغسيل الأموال |
| Şimdi de bir düzine terörist organizasyon için para aklıyor. | Open Subtitles | في الوقت الرّاهن يقوم بغسيل أموال لعشرات المنظّمات الإرهابيّة |
| Ama FBI muhbirlerine göre, parasını La Soleil adındaki otel ve gece kulübünde aklıyor. | Open Subtitles | و لكن وفقا لمخبرى المباحث الفيدرالية إنه يغسل أمواله من خلال فندق و ملهى يسمى الشمس |
| Bu adam kesinlikle temizleme işinde ama giysileri değil, parayı aklıyor kendisi. | Open Subtitles | الرجل بالتأكيد كانَ يحبُ عملَ التنظيفِ لكنهُ لم يكن ينظف الملابس لقد كانَ يغسل الأموال |
| Bu adamlar senin uyuşturucudan kazandığın parayı nasıl aklıyor? | Open Subtitles | كيف تقومون بغسل كل الأموال التي تجنونها من صفقات المخدرات. |
| Ama Güney Florida'da bir adam tanıyorum. Satıcı. Germaine parasını aklıyor. | Open Subtitles | لكنني أعرف رجلا في جنوب (فلوريدا)، إنّه تاجر مخدرات، (جيرماين) يبيّض أمواله. |
| O da nakit işiyle parayı aklıyor. | Open Subtitles | لذا يقوم بغسلها عبر نشاطات تجارية نقدية |
| Uyuşturucu parası aklıyor olabilirler mi? | Open Subtitles | هل من الممكن أنهم يقومون بغسيل أموال المخدرات؟ |
| Kulüp aracılığıyla çetenin parasını aklıyor olabilir. | Open Subtitles | أنا أعنى أنه ربما يقوم بغسيل أموال العصابة |
| Benzin istasyonlarından para aklıyor. | Open Subtitles | انهُ يقوم بغسيل الأموال عن طريق محطات الغاز |
| Bankasında para aklıyor. | Open Subtitles | - انه يقوم بغسيل الأموال من خلال بنكه الذي يعمل فيه. |
| Gizemli uyuşturucu baronumuz izi sürülemesin diye parayı aklıyor. | Open Subtitles | زعيم عصابة المُخدّرات الغامض يغسل أمواله، ممّا يجعلها غير قابلة للتعقب. |
| Babanız bir Meksikalı uyuşturucu karteli için para aklıyor. | Open Subtitles | والدك يغسل الأموال لكارتل مخدرات مكسيكية |
| O Miami'nin yarısı için para aklıyor. | Open Subtitles | لكنه يغسل النقود لنصف سكان ميامي |
| Benzin istasyonlarından para aklıyor. | Open Subtitles | يغسل الأموال من خلال محطات البنزين |
| En büyük rakibi onun otoparkı üzerinden para aklıyor. | Open Subtitles | ومنافسه يقوم بغسل الأموال من خلال مواقف السيارات التي يملكها. |
| Araba satıcılıklarıyla kara para aklıyor. | Open Subtitles | أنها تقوم بغسل الأموالها عن طريق وكلاء سياراتها |
| Adam açık vermiyor, bütün parayı solaryum salonlarıyla aklıyor. | Open Subtitles | إنه نظيف ، يقوم بغسل كل شيء من خلال صالون تغيير لون البشرة المُميز الذي يمتلكه |
| Demek Tommy parasını böyle aklıyor. Zekice. | Open Subtitles | إذاً، هكذا يبيّض (طومي) أمواله عبقري! |
| Bay Carl benim paralarımı aklıyor. | Open Subtitles | -السيد (كارل) يبيّض أموالي . |
| O da nakit işiyle parayı aklıyor. | Open Subtitles | لذا يقوم بغسلها عبر نشاطات تجارية نقدية |