| 4 yıl boyunca ülkenden ve akrabalarından uzaklaştırdım. | Open Subtitles | لأربعة سنين جعلتك بعيدة عن بلدك و أقاربك |
| Kentucky'deki üçüzü olan akrabalarından söz etmiyorum bile. | Open Subtitles | بدون الحاجة لذكر أقاربك في كنتاكي مع ثلاثة توائم |
| - Senden ve akrabalarından uzak durmasını ona söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرته أن يبقى بعيداَ عن أقاربك |
| akrabalarından birinin estetik eserlerden birini desteklemesi ne harika bir fikir. | Open Subtitles | يالهامنفكرةرائعة... على أقاربه أن يساندوه في دعم أفكاره حول علم الجمال |
| Bir ton ağırlıklarıyla anakaradaki akrabalarından bir parça daha küçüktür. | Open Subtitles | بـوزنه البالغ طناً واحداً تقريباً، يكون بذلك كـالكسر لـحجم أقاربه في البر الرئيسي |
| akrabalarından biri bizi ve buradaki tüm işlerimizi bitirmekte kararlı. | Open Subtitles | كان واحد من الأقارب مُصمّم على تدميرنا وكلّ عملنا هنا. |
| Aile ve arkadaş listesi düzenleyin. En yakın akrabalarından başlayın. | Open Subtitles | اجمع قائمة بأسماء العائلة والأصدقاء، أقرب الأقارب أولاً. |
| İhtimal dengesi bunun bekar ve yakın akrabalarından uzak bir kadın için olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ميزان الاحتمالات يشير إلى أن هذا من أجل امرأة عزباء بعيدة عن أقاربها المقربين |
| - akrabalarından hiçbiri orada olmayacak bu gece. | Open Subtitles | لا أحد من أقاربك سيكون هناك الليلة |
| Belkide akrabalarından biri yapmıştır bunu, ha? | Open Subtitles | ربّما أحد أقاربك قام بصنعها |
| Bütün akrabalarından! | Open Subtitles | و تكره كل أقاربك الأحياء |
| Joey, akrabalarından birini buldum. | Open Subtitles | جوي" لقد وجدت أحد أقاربك" |
| Eski Şerif Childress'in çocuğu yok, akrabalarından hiçbirinin yeri belli değil. | Open Subtitles | الشريف السابق تشيلدرس لم ينجب أي أطفال، و ليس هناك عناوين لأي من أقاربه |
| Yakın akrabalarından birinin yüksek mevkide olduğundan şüpheliyim. | Open Subtitles | أشك أن أي من أقاربه من الطبقة الثرية |
| Bu kadın, Jake Otto veya akrabalarından... daha delikanlı çıktı. | Open Subtitles | هذه المرأة أرجَل من (جايك أوتو) أو أي من أقاربه. |
| Evet, ama akrabalarından biri eve gelmiş ve kimsenin olmadığını görünce şüphelenmiş. | Open Subtitles | .نعم، ولكن أحد الأقارب ظهر عند البيت واصابه الشك عندما لم يجد أحداً |
| Yakın akrabalarından birine haber vermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | يجب إبلاغ الأقارب |
| İhtimal dengesi bunun bekar ve yakın akrabalarından uzak bir kadın için olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | ميزان الاحتمالات يشير إلى أن هذا من أجل امرأة عزباء بعيدة عن أقاربها المقربين |
| akrabalarından birine para gönderdin mi? | Open Subtitles | وهل أعطيت أحداُ من أقاربها مالاً ؟ |