| Bu, 50 M.H.A. komandosunun içeri girerek seni, gösterişli aksanını ve serseri favorilerini ele geçirerek Federal hapisaneye götürme anı. | Open Subtitles | هذه اللحظة التي يقتحم فيها خمسون جندي من وكالة الأمن المركزية يأخذوك أنت و لهجتك المتباهية سبلتك الخدية الغبية |
| Bu, 50 M.H.A. komandosunun içeri girerek seni, gösterişli aksanını ve serseri favorilerini ele geçirerek Federal hapisaneye götürme anı. | Open Subtitles | هذه اللحظة التى يقتحم فيها خمسون جندى من وكالة الأمن المركزية يأخذوك انت و لهجتك المتباهية سبلتك الخدية العبيطة. |
| Ve etrafta bayan varken aksanını sanki salça misali koyulaştırmıyormuşsun gibi davranma. | Open Subtitles | لا تتحدث بتلك اللهجة التى تتلفظ بها عندما تكون هناك امرأة بالجوار |
| aksanını düzeltmek zorunda olmamamız çok iyi, değil mi? | Open Subtitles | انه رائع ، أنه ليس علينا العمل علي تصحيح لكنتك ، أليس كذلك؟ |
| Ve o yapmacık İngiliz aksanını da sevmiyorum. | Open Subtitles | نعم، لا أحب لكنته الإنجليزية المزيفة أيضًا |
| Şey, öncelikle, ben genel Londra aksanımı bıraktım ve daha gösterişli Sloane Ranger aksanını uyguluyorum | Open Subtitles | حسنا، أولا، لقد انخفض بلدي المعتادة لهجة مشتركة لندن واعتمد أكثر الفاخرة سلوان الحارس لهجة. |
| İsmimi söylerken ki, o Güneyli aksanını duymayı planlıyorum. | Open Subtitles | أنا أخطط لسماع اللكنة الجنوبية عندما تئن باسمى |
| Bu da hep merak ettiğim şu aksanını açıklıyor. | Open Subtitles | و هذا يفسر سبب لهجتك التى كنت أتعجب منها دائماً |
| Şimdiki yaşına bakarsak ve aksanını kaybetmek için geçirdiğin beş yılı da hesaba katarsak 14 yaşındaki Ukraynalı bir kızın nasıl olup da sahte bir kimlik aldığının cevabını vermek zor olmasa gerek? | Open Subtitles | حسناً، إستناداً لعمركِ وأنقصي منهم خمسة سنوات التي كنتِ تعملين بها لكي تتخلصي من لهجتك |
| Eğer Şövalye aksanını fark ederse, Macar olduğunu söyle. | Open Subtitles | إذا أشار النبيل إلى لهجتك قول أنك "بلغاري |
| - ...her şeyi yapabilirsin - Tamam, güney aksanını bırakırsan belki. | Open Subtitles | قادرة على فعل أي شيء حسنا , قلل من اللهجة الجنوبية |
| Hayatının çoğunu burada yaşamana rağmen hâlâ aksanını koruyorsun. Evet, geliyorsun. | Open Subtitles | ومازالت لديكِ تلك اللهجة بالتأكيد أنتِ قادمة |
| Dostum, Fransız aksanını daha da belirginleştir. | Open Subtitles | عليك أن تثخن من اللهجة الفرنسية |
| Saçmaladın ha. Ayrıca Amerikan aksanını da iğrenç yapıyorsun. | Open Subtitles | هذا سخيف، ولاداعي لذكر أن لكنتك الأمريكة فظيعة |
| Öyle olsun, senin Hintli aksanını duyalım. | Open Subtitles | حسناً، آيها البارع، دعنا نسمع لكنتك الهندية |
| Bence, İngiliz aksanını geliştirmek isteyen birisinin Fransız aksanını bir miktar yitirmesi ile oluşmuş bir aksan. | Open Subtitles | أظن بأنه شخص صقل لكنته الإنجليزية ومن ثم خسر بعض من لكنته الفرنسية |
| Yeni aksanını sevdim bak, tutabilirim. | Open Subtitles | تعجبني لكنته الجديدة برغم ذلك أعتقد أني سأحتفظ بها |
| Sherlock on yaşındayken bana mektup yazıp koca ekipte sadece benim gerçek Yorkshire aksanını yapabildiğimi belirtmişti. | Open Subtitles | شارلوك كتب لي رسالة عندما كان عمره عشرة سنين قال فيها بأني الوحيد من بين كل الممثلين الذي يؤدي بشكل ساحر لهجة يوركشاير |
| Amerikan aksanını çok severim ve söylediklerinin çoğunu çok hoş buluyorum. | Open Subtitles | أحب اللكنة الأمريكية وأستمتع بكل ما تقولين |
| New England aksanını bir mil uzaktan anlayabilirim. | Open Subtitles | أوه. استطيع التكلم بلكنة أ نيو انجلاند ببعد ميل من هنا. |
| Yüksek okula gidince yazdi aksanını unutma? | Open Subtitles | هل تتذكر عندما قمت بالتمثيل في المسرحية باللهجة اليزدية؟ |
| Üzüldüm elbette. Seksiydi ve aksanını beğeniyordum. | Open Subtitles | بالطبع أنا متأثر فقد كانت مثيرة كما أنّي أحببتُ لكنتها |
| Doktor dedi ki, aksanını kaybedebilirmiş. | Open Subtitles | الدكتور قال من الممكن ان تفقد لهجتها. |