| Çoğu insan, benim foto muhabiri, antropoloji fotoğrafçısı, aktivist fotoğrafçı olduğumu söyler. | TED | العديد من الناس يقولون بأنني مصوّر صحفي بأنني مصور لعلم الإنسان بأنني مصوّر ناشط. |
| Mesela Iyad el-Baghdadi'yi ele alalım, Twitter'da IŞİD'le eğlenen bir aktivist. | TED | لنأخذ على سبيل المثال, إياد البغدادي, ناشط يسخر من تنظيم الدولة على التويتر. |
| Örnek alma şerefine eriştiğim en cesur, en tutkulu aktivist. | Open Subtitles | إنها أشجع ناشطة كان لي شرف تقليدها و أكثرهم عاطفة |
| Ve tabii çocukların fuhuşa zorlanmasına karşı tutkuyla savaşan Kamboçyalı bir aktivist, Somaly Mam. | TED | والمرأة الأخرى، سومالي مام، ناشطة من كمبوديا، تحارب بحب ضد عهر الأطفال |
| Beş yıldır bu organizasyonu yönetiyorum, 50 bin kayıtlı üyesi ve birçok isimsiz aktivist vardı. | TED | لقد قدت هذه المنظمة لخمس سنوات، وكان هناك 50.000 عضو مسجل بها والكثير من النشطاء المجهولين. |
| Ve bir aktivist de Batılı bir şirketle imzalanmış bir anlaşma buldu, Mısır güvenlik güçlerine dinleme teknolojilerinin satış anlaşması. | TED | وأحد الناشطين للحقيقة وجد عقداً من شركة غربية لتزويد قوات الأمن المصرية بتقنيات التجسس. |
| Politik Güzellik Merkezi, Berlin'deki aktivist bir oluşum, yakın zamanda aşırı uçta bir artistik müdahale sergiledi. | TED | مركز الجمال السياسي تجمع نشطاء في برلين مؤخرا قاموا بوقفه صارمه بخصوص الفن |
| Ve karar verdim, hayatta kalirsam, bir Siyonist aktivist olacaktim. | Open Subtitles | لذلك قرّرت حينها ، أننى يجب أن أنجو وأن أصبح ناشط صهيوني |
| Videoyu sızdırandan, Onya, soyadını bilmiyoruz isimli bir arabulucu aktivist sayesinde izole olmuş. | Open Subtitles | لقد كان معزولا عن المسرب بواسطة ناشط بينهم إسمه أونيا ، أي إسم للعائلة |
| Bunu kurbanın seks ticaretiyle mücadele eden politik bir aktivist olduğunu anlamadan önce yapmışlar. | Open Subtitles | كان هذا قبل أن يجدوا أن الضحية ناشط سياسي ذو نفوذ قناضل ضد التجارة بالقاصرات |
| Hastalık yardımı alıyor, her ne demekse artık "siber aktivist". | Open Subtitles | مُستَفِيد من إعانة المرضى, ناشط على الإنترنت, مهما كان يعني ذلك. |
| Bunun yüzyılın en önemli keşiflerinden biri olduğunu düşünüyorum ve aktivist bir eşkıya tarafından sindirilmeye niyetim yok. | Open Subtitles | واحد من أهم الإكتشافات في هذا القرن وأنا لن أرهب ناشط قاتل |
| Ethel Seiderman Kaliforniya'da yaşadığım yerde sevilen, enerji dolu bir aktivist. | TED | إيثيل سيدرمان ناشطة محبوبة ومشاكسة، في المكان الذي أعيش فيه في كاليفورنيا. |
| Septima Clark sonunda kariyerimin inşasında model aldığım bir aktivist ve eğitimciydi. | TED | كانت سابتما كلارك ناشطة ومربية إمراة صارت مؤخراً نموذجاً لحياتي المهنية |
| Layma bir aktivist değildi, üç çocuğu olan bir anneydi. | TED | لايما لم تكن ناشطة, بل كانت أم لثلاثة أبناء |
| İnsanların basit ihtiyaçları ve hayatın küçük adaletsizliklerine karşı ihtiraslı bir aktivist. | Open Subtitles | ناشطة متحمسة من أجل حاجات الناس البسيطة وضد ظلم الحياة الصغير وضد مظالم الحياة الصغيرة |
| Ama şunu söylemem gerekiyor, çok az sayıda aktivist, oldukça az, yapıcı ve işbirlikçi olmak için her çareye başvuruyor. | TED | لكن يجب أن أقول، هناك ثلة من النشطاء ثلة قليلة، ممن يرغبون في أن يكونوا بنائين ومتعاونين. |
| Ve burası da bilinçli yatırımcıların aktivist yatırımcıların yaptığı gibi yapabileceği yer, çünkü aktivist yatırımcılar, yönetimlere değişim yaptırmada sorun yaşamıyor. | TED | وهي النقطة التي يمكن فيها للمستثمرين الملتزمين الاقتداء بالمستثمرين النشطاء. لأن المستثمرين النشطاء لم يجدوا صعوبة في دفع الإدارة للقيام بالتغييرات. |
| Bugün, gizli kayıt yapan yüzlerce aktivist ile çalışıyoruz. | TED | اليوم, نحن نعمل مع المئات من الناشطين الذين يصورون بـسرية. |
| Birçok aktivist size kedere karşı en iyi çarenin aktivizm olduğunu söyleyecektir. | TED | سيقول لك الكثير من الناشطين إن أفضل ترياق للحزن هو النضال |
| Onlar aktivist yatırımcılar: Carl Icahn, Dan Loeb, Paul Singer, Barry Rosenstein. | TED | إنهم مستثمرون نشطاء: كارل إكان، دان لوب بول سينغر، باري روزينستاين. |
| Günümüz piyasasında aktivist yatırımcının rolünü konuşalım. | Open Subtitles | لنتحدث عن دور المستثمر النشط في سوق اليوم |
| Kendimi ruh sağlığı konusunda bir aktivist olarak düşünmüyorum. | TED | لا أفكر في نفسي كناشطة في مجال الصحة العقلية. |
| Swartz, aktivist Taren Stinebrickner-Kauffman ile tanışır ve çıkmaya başlarlar. | Open Subtitles | قابل شوارتز الناشطة تارِن ستَينبركنر‑كَوفمَن فبدءا بالتواعد |