| akvaryuma bir adam geldi. Uzun hikaye ama kısaca beni ve birkaç arkadaşımı Güney Pasifik'e gönderdi, onun için hayvan toplayacağız, yola çıkarken bize 16 mm film kamerası verdi. | TED | دخل رجل لمجمع حوض السمك, قصة طويلة ولكن أساسا أرسل لي بعض أصحابي لجنوب المحيط الهادئ ، لجمع الحيوانات له ، وبينما كنا ذاهبين, أعطانا فيديو كاميرتان بحجم ١٦ مم |
| Şu akvaryuma benzeyen şeylerden aldık, tıpkı akvaryum gibi. | Open Subtitles | حصلنا على حوض السمك ذاك، إنه أشبه بحوض سمك |
| Doğal Tarih Müzesine ve akvaryuma gidebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الذهاب إلى متحف التاريخ الطبيعي و حوض السمك |
| Sonra paketi açıp bunları plastik bir akvaryuma koyuyorsunuz, ve yaklaşık bir hafta içinde etrafta yüzen küçük karidesleriniz oluyor. | TED | إنك تفتح الكيس ثم تقوم بإلقاءها في حوض الأسماك وفي خلال ما يقارب أسبوع سيكون لديك جمبري صغير يسبح في الماء. |
| Neden bir akvaryuma mücevher sakladığını öğreneceğiz. | Open Subtitles | أن نعرف لماذا خبأ المجوهرات في حوض الأسماك |
| akvaryuma hangi gün gittiğimizi bulmaya çalışıyorduk. | Open Subtitles | كنا نريد معرفة بأيّ يوم ذهبنا فيه إلى الحوض المائي. |
| Herneyse, izin günümde akvaryuma gitmek istiyorum. | Open Subtitles | على كل حال,أريد الذهاب إلى حديقة الأسماك |
| akvaryuma gittik. Bu biletlerle mi? | Open Subtitles | لقد ذهبنا إلى أحواض السمك - بهذه التذاكر؟ |
| Dinle bak, kendisiyle konuşuyor. akvaryuma bakıyor. | Open Subtitles | أنصت، إنه يخاطب نفسه ويحملق في حوض السمك |
| Çok pahalı bir akvaryuma para yatıracaksın. | Open Subtitles | كنت على وشك الاستثمار في حوض السمك مكلفة للغاية! |
| * akvaryuma kim kustu, kim olabilir. * | Open Subtitles | من تقيأ في حوض السمك من يكون يا ترى؟ |
| Ama, hayır, yüzüme bir silah dayayıp kafamı akvaryuma soktunuz, ve şu Edward James Olmos toplarımı kesmek istiyor! | Open Subtitles | لكن ، لا ، أنتم تصوبون السلاح علي ثم تغمسون رأسي في حوض السمك و (إدوارد جيمس أولموس) ذاك |
| Ayrıca Monterey de akvaryuma gittik. | Open Subtitles | "بالاضافة الى اننا ذهبنا أيضاً لرؤية حوض السمك في "مونتري |
| Sana şarküteriye gidip bir gazete alıp eve dönelim dedim ama sen ille de akvaryuma gitmek istedin bu yüzden babanın sıçışını izlemek zorundasın. | Open Subtitles | قلت لك دعنا نذهب للديلي وشراء "الاخبار اليومية" والعودة للمنزل ولكنك اردت ان تكوني رائعه جداً وتذهبي إلى حوض السمك |
| Sonunda yunuslar ve balinalar arasındaki farkı öğrendim ama akvaryuma girmeme izin yok artık. | Open Subtitles | إذاً, في نهاية الأمر تعلمت الفرق بين الدلافين وبين خنازير البحر. ولكنني بكل تأكيد غير مسموح لي العودة إلى حوض الأسماك |
| Katil bir balinayı okyanustan çıkarıp bir akvaryuma soktuk. | Open Subtitles | قمة السلسلة الغذائية نحن أخذنا الحوت القاتل من المحيط ووضعه في حوض الأسماك |
| akvaryuma gitmiştik. | Open Subtitles | ذهبنا إلي حوض الأسماك. |
| Onları akvaryuma koyuyorum yaşamalarına yardım ediyorum ve gösteri dünyasına kazandırıyorum. | Open Subtitles | أضعهم في الحوض المائي, لمساعدتهم في تجاوز الصدمة الأن هم في عالم الأستعراض |
| akvaryuma götüreceğim. | Open Subtitles | تستعيره لأجل ماذا ؟ إلى الحوض المائي |
| Ya da akvaryuma götürebiliriz. | Open Subtitles | أو يمكننا أخذها إلى حديقة الأسماك |
| akvaryuma bayılırım. | Open Subtitles | أحب أحواض السمك |