| Üzgünüm. Böyle bir araba görmeye alışık değiller. | Open Subtitles | أسف ليسوا معتادين على رؤية سيارة مثل هذة |
| Çünkü bir yıldızı sorguya çekmeye alışık değiller. | Open Subtitles | - لأنهم ليسوا معتادين على استجواب نجم- |
| Ayrıca dalgıçlar 90 metrenin altına gitmeye alışık değiller. | Open Subtitles | و أيضاً لأن الغواصون غير معتادين على الهبوط تحت 300 قدم. |
| Onlar bizim gibi sıradışı şeyler görmeye alışık değiller. | Open Subtitles | فهم غير معتادين على رؤية أشياء غير عادية مثلنا |
| Sorgulamada sır saklamaya alışık değiller sanırım. | Open Subtitles | أظنّ بأنهم غير معتادين على إخفاء أنفسهم أثناء الإستجواب |
| Meksikalılar Alamo'dan beridir kazanmaya alışık değiller. | Open Subtitles | المكسيكيون غير معتادين على الربح "ليس منذ "آلمو |