| alıcıyla bir son dakika görüşmesi yapmaya gidiyorum. | Open Subtitles | لديّ مفاوضات في اللحظة الأخيرة مع المشتري لنتحدّث عنها |
| GATE'i aradığınız için teşekkürler. Son anda alıcıyla konuşmam gereken bir şeyler çıktı da. | Open Subtitles | لديّ مفاوضات في اللحظة الأخيرة مع المشتري لنتحدّث عنها |
| alıcıyla yeniden temasa geçmemiz gerek. | Open Subtitles | حسناً، اسمعي، علينا استئناف الاتصال مع المشتري |
| Brooklyn tepesindeki pazarda bir alıcıyla buluşacaktı. | Open Subtitles | لقد قالت انها قابلت مشتري في مرتفعات بروكلين سوق المزارعين |
| Mesela, sözde bir alıcıyla telefon görüşmesi yapıp... benim dinlediğimden emin olurdun. | Open Subtitles | يمكنكما على سبيل المثال إجراء مكالمة هاتفية... مع مشتري وهمي وتجعلاني انصت للمكالمة بطريقة ما |
| Şimdi, buradaki sözde alıcıyla ilgili notlarınızın altındaki tasvirlerde... | Open Subtitles | وصفكهنا.. للمشتري المزعوم , هنا .. في أسفل ملاحظاتك |
| alıcıyla bir araya geldiğinizde para bizim hesabımıza transfer olur olmaz onu öldürüp nehre atın, para da bizde kalsın. | Open Subtitles | عندما تلتقي مع المشتري ويتم تحويل النقود إلى حسابنا تقتله، وتلقه في النهر ونحفظ النقود لأنفسنا |
| Buraya muhtemel bir alıcıyla geliyorum, ...sense beni bir embesil gibi gösteriyorsun. | Open Subtitles | جئت برفقة المشتري المحتمل وأنت جعلتني أبدو معتوهاً |
| Hikâyenin geri kalanını; alıcıyla çalışıyorum. | Open Subtitles | حسناً, إن بقيّةُ القصة هي أنّني أعملُ بالفعل مع المشتري |
| O yüzden biz alıcıyla görüşmeye gitmeden önce bombayı hemen yapmanız için burada size bir laboratuvar kurduk. | Open Subtitles | لذلك قمنا بتجهيز مختبرٍ هنا حتى تقوما بإعداد القنبلة حالاً قبل مقابلة المشتري |
| Ayrıca hiçbir zaman alıcıyla yalnız kalmak istemiyor. | Open Subtitles | أيضًا، لا يُمكن تركه بمفرده مع المشتري تحت أي ظرف |
| - alıcıyla buluş, ödemeleri al, füzeleri kendine sakla. | Open Subtitles | لقاء المشتري سرقة المال، والحفاظ على الصواريخ |
| alıcıyla toplantı ayarla, adamla konuşurum. | Open Subtitles | حَسناً، يُحدّدُ a إجتماع مَع المشتري وأنا سَأَتكلّمُ معه. |
| Plan sabah alıcıyla burada buluşmaktı... | Open Subtitles | الخطة هي أن نقابل المشتري هنا في الصباح... |
| Elimizde alıcıyla ilgili güncel istihbarat var. | Open Subtitles | لدينا "إنتل" حقيقي على المشتري |
| Çalışanlarımın işten kaytardığımı düşünmelerini istemedim ben de onlara muhtemel bir alıcıyla buluşacağım dedim. | Open Subtitles | -لم أشأ أن يظن موظفيّ أني أتهرب من العمل فأخبرتهم أن لدي مشتري مهم |
| Gel, bir alıcıyla tanışmanı istiyorum. Şurada. | Open Subtitles | مرحبا،أحتاجك للتحدث مع مشتري من هنا |
| Bir saat sonra Ocean Drive'da alıcıyla görüşecek. | Open Subtitles | يقيم غداء عمل مع مشتري في "أوشن درايف" خلال ساعة |
| Doğru bir alıcıyla senin payın milyonlar olacaktır. | Open Subtitles | إذا بعتها للمشتري المناسب فستكون حصّتك بالملايين. |
| Cinayet gecesi Montero muhtemel bir alıcıyla görüşecekmiş. | Open Subtitles | ليلة جريمة القتل، كان يفترض أن يقابل (مونتيرو) مشترٍ محتمل |
| Bir alıcıyla nasıl iletebilirsin? | Open Subtitles | كيف بإمكانك أن تُرسل معلومات عبر جهاز إستقبال ؟ |