| Çok doğal konuşan birisi olarak, alındım. | Open Subtitles | تعرفين, بالنسبة لشخص يتحدث طبيعي, أشعر بالإهانة. |
| Birçok köpek ve midilli sirki düzenlemişimdir ve imandan dolayı alındım. | Open Subtitles | قمت بتنظيم عديد من هذه العروض أشعر بالإهانة بما تحاول الاشارة إليه |
| Yedi yıl önce, ...CIA'in gizli bir bölümü olan SD-6'ya alındım. | Open Subtitles | منذ سبع سنوات تم تجنيدى بواسطة فرع خفى للمخابرات الأمريكيه يدعى إس دي |
| Biliyorum. Aslında beni eşcinsel olarak yazmamasına biraz alındım. | Open Subtitles | اعلم ، لقد كنت مستاء قليلاً لأنه لم يجعلني شاذ |
| Johns Hopkins aracılığıyla Manticore'a alındım. | Open Subtitles | لقد تم تجنيدي من قبل مانتيكور مباشرةً بعد عملية جونز هوبكينز |
| Ayrıca kaldıramayacağımı düşündüğünüz için de biraz alındım. | Open Subtitles | أجل، وأشعر بإهانة لأنّكم لا تعتقدون أنّ بوسعي القيام بالأمر يا رفاق. |
| Beni tanımamanıza biraz alındım doğrusu. | Open Subtitles | شعرتُ بالإهانة قليلًا لأنّكم لم تميّزوني. |
| Köleliği onayladığımı düşündüğünü ima ediyorsan, alındım. | Open Subtitles | إن كنتِ تلمّحين أنني أؤيد العبوديّة فأنا أشعر بالإهانة |
| Eh, diğer 43 ajandan biri olarak biraz alındım çünkü keş bir katil kadar saygıdeğer biri olamamışım. | Open Subtitles | وكواحد من هولاء الـ العملاء الـ -43 يمكن أن أحس بالإهانة لأنه من الواضح أنني لايمكن أن أكون أفضل من هذا القاتل |
| Biliyor musunuz, ben ben gerçekten çok alındım. | Open Subtitles | أوتعلما؟ أنا حقاً أشعر بالإهانة من هذا |
| Ne söyleyeyim, alındım doğrusu. | Open Subtitles | يجب علي القول أنني أحسست بالإهانة قليلا |
| alındım ve sinirlendim. | Open Subtitles | أنا أشعر بالإهانة وأنا أشعر بالغضب |
| Adım Sydney Bristow. Yedi yıl önce, CIA'in gizli bir bölümü olan SD-6'ya alındım. | Open Subtitles | منذ سبع سنوات تم تجنيدى بواسطة فرع خفى للمخابرات الأمريكيه يدعى إس دي |
| Yedi yıl önce, CIA'in gizli bir bölümü olan SD-6'ya alındım. | Open Subtitles | منذ سبع سنوات تم تجنيدى بواسطة فرع خفى للمخابرات الأمريكيه يدعى إس دي |
| Yedi yıl önce, CIA'in gizli bir bölümü olan SD-6'ya alındım. | Open Subtitles | منذ سبع سنوات تم تجنيدى بواسطة فرع خفى للمخابرات الأمريكيه يدعى إس دي |
| Beni bu kadar küçümsemene alındım. | Open Subtitles | إنني مستاء لأنك تفكر أنني بهذهِ الدناءة. |
| Ve açıkçası beni bu kadar beceriksiz bulduğun için de biraz alındım. | Open Subtitles | وبأمانة, أنا نوعا ما مستاء منك لجعلك هذا غريبٌ عليّ |
| Buna alındım, çünkü hem böyle bir şeye kaydolduğumu hatırlamıyorum, hem de asıl alındığım şey bir market açılışına heyecanlanmam gerekiyor sanıyorlar. | TED | لقد استأت منها، ليس بسبب أنني لا أتذكر أني مسجل بها، بل مستاء من الحقيقة التي تظهر كيف يعتقدون بأني متحمس لافتتاح متجر. |
| Üniversite birinci sınıfta teşkilata alındım. | Open Subtitles | لقد تم تجنيدي في السنة الأولى في الجامعة |
| Onu gören en koyu renkli tene sahip kişi benim ve ben kesinlikle alındım. | Open Subtitles | أنا أول شخص ببشرة داكنة يراه، وأنا أشعر بإهانة كبيرة. |
| Onun dediklerini yapmak üzerine etki altına alındım ve çenemi kapalı tutmamı söyledi. | Open Subtitles | إنّي مُستحوزٌ ذهنياً لأفعل مثلما قال، ولقد قال لي أن أبقي فمي مُغلقاً. |
| Kabile görevinden alındım mı? | Open Subtitles | هل تم إعفائي من الملف القبائلي؟ |
| Daha önce de belirttiğim gibi, Web sitesini işlevsel ve güvenli tutmak için işe alındım. | Open Subtitles | مثلما صرحت في العلن لقد تم تعيينى للإبقاء على موقع إلكتروني يعمل و آمن |