| Demek, güvenlik görevlisi gizli alarmın çaldığını haber verene kadar bütün gece ofisindeydin? | Open Subtitles | كنت في المكتب طوال الليل حتى تلقيت اتصال من الأمن حول الانذار الصامت |
| Sessiz alarmın kullanılması durumunda, polise yeterli süreyi sağlayacak şekilde ayarlı. | Open Subtitles | بما يسمح بوقت كاف للشرطة حتى تصل في حالة لو أطلق أحدهم الانذار الصامت |
| Hacı alarmın şifresini değiştirmişler. İbneler bana güvenmemişler. | Open Subtitles | لقد غيروا كلمات تعطيل الانذار الحمقى لم يكونوا يثقوا بي |
| Kadın kocasının her şeyi aşırdığını gördü, alarmın şifresini değiştirdi. | Open Subtitles | عندما علمت أنه يستعيد أغراضه خلسةً غيرت الأقفال وأكواد الإنذار |
| Hayır, alarmın açık olduğunu ve kapıların da kilitli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لا لقد قال أن جهاز الإنذار كان ي عمل والأبواب موصده |
| İlaç zamanlarını hatırlamasını sağlıyor. Alarm akşam dört buçuğa kurulu, ama sen alarmın sabah beşi dokuz geçe çaldığını söyledin. | Open Subtitles | لقد ظُبط هذا علي الرابعه والنصف صباحاً ولكن تقول أن الأنذار انطلق 5.9 |
| Ama önce arabanın anahtarlarını ve alarmın şifresini istediler. | Open Subtitles | ولكن في البداية طلبوا ... منيمفتاحسيارتي والرمز السري للإنذار |
| alarmın elektriğe mi bağlı? | Open Subtitles | منبهك يعتمد على الكهرباء ؟ |
| Sonra tam sen sergiye girerken alarmın ötmesini sağlayacak bu sayede sen suçüstü yakalanacaksın. | Open Subtitles | ثم سوف يقوم بقرع جرص الانذار في نفس الوقت وسوف يقبض عليك بالجرم المشهود |
| Asıl araştırılması gereken alarmın neden devreye girdiği. | Open Subtitles | هذا ما يحتاج التحقيق به لماذا انطلق جهاز الانذار |
| Bu alarmın neden çalışmadığını da açıklar. | Open Subtitles | ومن شأن ذلك أن يفسر لماذا لم يتم تعيين الانذار . |
| Hey, Bill, hapiste biri yanlış anahtarı kullanırsak eğer alarmın çalacağını söyledi. | Open Subtitles | بيل" , الرجل في السجن اخبرني" ... انة لو استخدمت المفتاح الخاطيء سينطلق الانذار |
| - alarmın tam yerini belirle. | Open Subtitles | ..الموقع الدقيق لجرس الانذار |
| Yaptığımız şakalar, alarmın şifresi benim Lifetime filmlerine olan takıntım. | Open Subtitles | نكتٌ خاصة و الرموز لجهاز الإنذار و هوسي بحياة الأفلام |
| alarmın niye çalmadığını anlayamadım. | Open Subtitles | ما لا أفهمه لماذا لم تخرج صفارات الإنذار |
| Bütün mevziler, alarmın ardından 6 dakika içinde düşmana ateş açmaya hazır. | Open Subtitles | كل المواقع مستعدة لإطلاق النار أبكر بـ 6 دقائق من الإنذار |
| Uzmanlar alarmın hiç kurcalanmadığını söylüyor. | Open Subtitles | ولكن المعمل الجنائي قال أن جهاز الأنذار لم يعبث به |
| Birinin, sabaha karşı saat 3:00'te alarmın çaldığını söylediğini duydum. | Open Subtitles | سمعت أحدهم يقول أن الأنذار صاح في 3 صباحا |
| Selam. alarmın çalıyordu. | Open Subtitles | منبهك كاد أن يُجنّ. |