| - Ama ikinizi gördüm... - Alek, Brian benim arkadaşım. | Open Subtitles | لكن رايتكما معاً- أليك"، برايان الآن فقط صديق لا غير"- |
| Alek Kodoroff orada buharlaştı, değil mi? | Open Subtitles | أليك كودروف تبخر هناك أليس كذلك؟ |
| Orada 4 milyon fazladan var, Alek için ayır. | Open Subtitles | هنالك أربعة ملاين إضافيه إتركها لـ"أليك"ْ |
| Falco'nun parayı alabilmesi için burada Alek'e ihtiyacı var. | Open Subtitles | "فالكو" يريد "آليك" هنا ليحصل على المال. |
| Sen dün akşam Alek'le randevuda değil miydin? | Open Subtitles | ألم تكوني على موعد مع (آليك) الليلة الفائتة؟ |
| Eğer zarif bir şekilde geç kaldıysam, Alek çok zarif demektir. | Open Subtitles | حسناً, إن كنت متأخرة بأناقة إذاً (أليكس) متأنق جداً. |
| Hepsi, Alek, Chloe'yi kurtarabilsin diyeydi. | Open Subtitles | كل ما كان بوسع "أليك".. هو إنقاذ "كلووي" فحسب |
| Alek bana yardım etmenden rahatsız oluyor mu? | Open Subtitles | و "أليك" ليس له اعتراض على مساعدتِكِ لي ؟ |
| Ne zamandır Alek'le takılıyorsun sen? | Open Subtitles | منذ متى أنتَ و "أليك" بدأتما بالتقرب من بعض ؟ |
| Bir sürü şey oluyor ve Chloe, Alek'in nerede olduğundan emin değil. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأمور التي تحدث "و "كلووي" ليست تدري أين يمكن أن يكون "أليك |
| Pekâlâ Alek, parabatai'ni bulmaya hazır mısın? | Open Subtitles | حسناً يا "أليك"، هل أنت مستعد لتعقب شريكك؟ |
| Alek'in neden senden hoşlandığını anlıyorum. | Open Subtitles | يمكنني أن ارى لماذا "أليك" أرادك |
| Alek'in sözü benim için her şeye değer. | Open Subtitles | كلمة "أليك" تساوي كل شئ بالنسبة لي |
| Ama Amerika'ya dönen adam aslında Alek adında bir casustu. | Open Subtitles | ولكن الرجل الذي عاد إلى "أمريكا" كان في الواقع، جاسوس روسي، إسمه (أليك). |
| 22 Kasım 1 963'te Alek, yeni programın ilk başarısı oldu. | Open Subtitles | في الثاني والعشرين من نوفمبر عام1963، (أليك) أصبح النجاح الأول للبرنامج الجديد. |
| Harold, Anna'ya Alek diye birinden mesaj geldi. | Open Subtitles | (هارولد)، لقد استلمت (آنا) للتو رسالة نصيّة من شخصٍ يُدعى (آليك). |
| Oswald'ın o tüfeği Alek Hidell adı altında aldığını biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أن (أوزوالد) طلب البندقية باسم (آليك هايديل) |
| Alek, yalan söylemedim. | Open Subtitles | لم أكذب يا "آليك". |
| Çünkü ona Alek'le çıkması için baskı yapıp duruyordum. | Open Subtitles | لأني ألحُّ عليها لمواعدة (آليك) |
| Alek ne iş yaptığından hiç bahsetmemişti. | Open Subtitles | لم يذكر (أليكس) العمل الذي تمارسينه من قبل. |
| Selam, ben Alek. | Open Subtitles | مرحبا، فمن أليكس. |
| Eğer Michael bir genç olarak Alek'in beynini patlatırsa çünkü tüm düşüncesi bu olacak sadece çocukken onun soğuk beton bir zeminde ölmüş olmasını dileyecek. | Open Subtitles | وإذا أصبح "مايكل" رجل بالغ سيقرر قتل " أليكس" لأن ذلك كل الذى سوف يفكر بشأنه سوف يزال يتمنى بأنه هو الذي مات على ذلك الطابق الخرساني البارد |