| Muhtemelen alerjisi var. Sanırım çikolata yüzünden. | Open Subtitles | من المحتمل أن لديه حساسية شديدة من الشيكولاته |
| Onun yerini değiştirmek zorundasınız çünkü Rajiv'in köpeklere alerjisi var. | Open Subtitles | يجب ابعاده لأن راجيف لديه حساسية من الكلاب |
| Benim evimi önerirdim, ama köpek besliyorum ve onun alerjisi var. | Open Subtitles | كنت سأعرض عليها شقتى لكن لدى كلاب و هى لديها حساسية |
| - Bunu annene sormamız lazım. - alerjisi var. | Open Subtitles | عليك أن تسألى أمك أولاً لديها حساسية منهم |
| Telefonumu evde bırakmak zorunda kaldım çünkü kızın mikrofonlara karşı alerjisi var. | Open Subtitles | وقد كان عليّ ترك الهاتف في المنزل لأنها حساسة تجاه تواجد الميكروفونات |
| Ben iyiyim. Notumu aldın mı? 7. masadaki Harry Bard'ın balığa alerjisi var. | Open Subtitles | هل وصلتك ملاحظتي بان هاري بار على المنضدة 7 يتحسس من المأكولات البحرية؟ |
| - Dışarıdaki arkadaşının sanırım arılara alerjisi var çünkü deli gibi kaçıyordu. | Open Subtitles | رأيت صديق لك في الخارج لا بد أن لديه حساسية للنحل، لأنه كان يركض بجنون |
| Karidese alerjisi var ve en sevdiği yemek sebzeli noodle. | Open Subtitles | لديه حساسية من الروبيان و الجابش الطبق المفضل له هو أرز الجابش. |
| Elliott yer mantarı yedi ve anlaşılan inanılmaz alerjisi var. | Open Subtitles | ,إليوت أكل الفطر .و تبين أن لديه حساسية مميتة |
| Eğer neoprene takıyorsa latekse alerjisi var demektir. | Open Subtitles | لو كان يرتدى نوبرين، فهذا يعنى ان لديه حساسية للـلاتكس |
| Gözünün çevresindeki halkalar. Stuart'ın şiddetli alerjisi var. | Open Subtitles | الدوائر السوداء تحت عينيه ستيوارت لديه حساسية شديدة |
| Güzel. Eritropoietik protoporfirisi var. Işığa alerjisi var. | Open Subtitles | لديها بروتوبورفيريا الكريات الحمر لديها حساسية ضد الضوء |
| Güzel. Eritropoietik protoporfirisi var. Işığa alerjisi var. | Open Subtitles | لديها بروتوبورفيريا الكريات الحمر لديها حساسية ضد الضوء |
| Emily, sakın bademlerin hepsini yemesin, alerjisi var. | Open Subtitles | لا تدع إملي تأخذ من الجوز لديها حساسية منه |
| Onbeş yaşında, yaklaşık 40 kilo. Penisiline alerjisi var. | Open Subtitles | عمرها خمسة عشر عاماً , وزنها تقريباً 40.8 كيلوجرام , و لديها حساسية تجاه البنسلين |
| Korkarım benim sevgili,tatlı kedim, Ubasti'nin onlara alerjisi var, bu yüzden Mudcık burada kalmak zorunda. | Open Subtitles | أخاف أن قطتي العزيزة يوباتسي حساسة منهم لذلك يجب على كلبك الطيني أن يظل هنا |
| Notumu aldın mı? 7. masadaki Harry Bard'ın balığa alerjisi var. | Open Subtitles | هل وصلتك ملاحظتي بان هاري بار على المنضدة 7 يتحسس من المأكولات البحرية؟ |
| Çok fazla alerjisi var, biliyor muydun? | Open Subtitles | لديه حساسيات كثيرة أتعلمين بذلك؟ |
| alerjisi var mı? | Open Subtitles | هل لديه حساسيّة من أيّة أطعمة؟ |
| Katie'in fıstığa karşı alerjisi var. | Open Subtitles | كيتي لديها حساسيه من زبدة الفول السوداني |
| Ama seni uyarmalıyım yabancı erkeklere alerjisi var. | Open Subtitles | لكنني أحذرك لديها خلاف مع الغرباء |
| Harold'ın her çeşit arıya alerjisi var. Yanımızda hep adrenalin bulunduruyoruz. | Open Subtitles | عنده حساسية من كل النحل دائما نحمل معنا الأدرينالين |
| Orkideye alerjisi var. | Open Subtitles | هي حسّاسة للزهور ضعيها في مكان قرب السرير |
| Hem çimlerin üzerinde oturmayacağız. Çünkü sınıfın yarısının alerjisi var. | Open Subtitles | لن تجلس على العشب لأن نصف الصف يتحسسون منه |
| Şimdi dosyasında alerjik olmadığı yazan bir şeye karşı alerjisi var. | Open Subtitles | الآن تعاني من حساسية ضد شيء ما يقول الملف بأنها ليست كذلك |
| Onu ben alırdım ama karımın alerjisi var. | Open Subtitles | حسناً, كنت سأهتم به, لكن زوجتي مصابة بالحساسية |
| Erkek arkadaşı, şef grip olmadı, çiçeklere alerjisi var. | Open Subtitles | صديقها، السوبر لم يكن لديك نزلة برد، هو حساسية من الزهور. القتل والرومانسية. |