| Uzun zamandır kocam dediğiniz adam aleyhine ifade vermek istiyor musunuz? | Open Subtitles | هل يمكنك القيام بالشهادة ضد الرجل الذى كنت تدعينه زوجك ؟ |
| Partimin o terör paketinin aleyhine oy vermesi bu yüzdendi. | Open Subtitles | نعم، ولكن حزبي صوت ضد هذا التشريع لهذا السبب بالتحديد |
| Eğer birleşmemiz aleyhine oy verirlerse, ...eminim bu durum rahatsızlığınızdan başka nedenlerden kaynaklanıyordur. | Open Subtitles | إذا صوّت الأعضاء ضد اندماجنا فأنا واثق أن أسبابهم ليست لها علاقة بمرضك |
| Sessiz kalma hakkına sahipsin. Söyleyeceğin her şey aleyhine delil olarak kullanılacaktır. | Open Subtitles | لك الحق من أن تظل صامتا وكل ما تقوله قد يستعمل ضدك |
| Seni başka bir davaya sürükleyip aleyhine ifade vermeye zorlamak istemedi. | Open Subtitles | لم يرد أن يضعك في محاكمة أخرى ليجبرك على الشهود ضده |
| Onların müvekkilim aleyhine ne kadar kanıtı varsa, benim de kanıtım var. | Open Subtitles | أعرف أنّ هنالك أدلّة ضدّهم أكثر من الأدلة الّتي توجد ضدّ موكّلي |
| Ya da teslim olursun ve baban aleyhine ifade verirsin. | Open Subtitles | على الشهادة ضد والدك. هذا ليس جيدا بما فيه الكفاية. |
| fikirleri ortaya çıkartma sürecimiz aslında sürpriz yaratacak fikirleri üretebilme aleyhine olan bir süreç. | TED | العملية التي نستخدمها لصناعة الأشياء، لديها بعض الانحياز ضد الأفكار المفاجئة. |
| Diğer taraftan, bir eş,hiç bir zaman kocası aleyhine tanıklık yapamaz. | Open Subtitles | على الجانب الآخر لن تفعل الزوجة ذلك و لا يمكنها الشهادة ضد زوجها |
| Çünkü savcılığın Leonard Vole aleyhine kesin bir cinayet savunması yaptığına inanıyorum. | Open Subtitles | لأننى أظن أننا قد أثبتنا بوضوح جريمة القتل ضد ليونارد فول |
| Kamunun Stillman aleyhine açtığı dava. 1926 yılına ait mahkeme kayıtlarına geçmiş. | Open Subtitles | هناك الملك ضد ستيلمان في تقارير الاستئناف الجنائية لعام 1926 |
| Ayrıca kamunun Porter aleyhine açtığı dava. Mahkemenin 1942 yılına ait kayıtlarında bulunuyor. | Open Subtitles | أيضا ، الملك ضد بورتر ، فى مجلد واحد تقارير الملك فى تقسيم مقاعد البدلاء |
| Hafızam beni yanıltmıyorsa, kamunun Sullivan aleyhine açtığı davada sizin yaptığınız benzeri itiraz kabul edilmişti. | Open Subtitles | اذا أسعفتنى ذاكرتى ، فقد كان لسيادتكم اٍعتراض مماثل تم تأييده فى قضية الملك ضد ساليفان |
| Bormann, Führer'in aleyhine çalışıyor olabilme ihtimalinden bahsediyordu. | Open Subtitles | هل تعلم، برومن يعتقد أنك تعمل ضد القائد 982 01: 32: 03,800 |
| Kadın aleyhine sana bir dilekçe imzalatırlar ve dilekçeyi de kadını itiraf ettirmek için kullanırlar. | Open Subtitles | ساجعلك الان توقع شكوى ضد المراة, وتستخدم الشكوى .. |
| - Ne? - Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | وأي شيء ستقولينه أو ستفعلينه من الممكن أن يُستخدم ضدك في المحكمة |
| Masum olduğunu biliyorsa neden en başta aleyhine tanıklık etti? | Open Subtitles | إذا علمت أنك برئ فَلِمَ شهدت ضدك في المقام الأول؟ |
| Arkasında aleyhine ifade verebilecek bir tanık bırakmazsa kaçması çok daha kolay olur. | Open Subtitles | وسيكون من الأسهل له أن يتخلص من أي شاهد يمكنه أن يشهد ضده. |
| Deliller onun aleyhine, kabul ediyorum. Ama sana hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | الأدلة كلها ضده, اعترف بذلك ولكن, لاشئ سيحدث لك |
| O teknede sen de vardıysan eğer, ki vardın, biliyorum... taammüden cinayetle suçlanan Kleinfeld'in aleyhine tanıklık et. | Open Subtitles | لو أنت كنت على ذلك المركب وأنا أعرف جيدا أنك كنت هناك إشهد ضدّ كلاينفيلد في جريمة قتل من الدرجة الأولى |
| Savcılık, kocasının defalarca arayıp aleyhine ifade vermek için yalvardığını söyledi. | Open Subtitles | قال المدّعي العام أنّ زوجها إتّصل عدّة مرّات، يتوسّل للشهادة ضدها. |
| Söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | أيّ شئ تقوله يمكنه أن يُؤخذ ضدّك في المحكمة |
| Aileni tehdit ettiklerinde onların aleyhine tanıklık yapmamalıydın. | Open Subtitles | كان يجب أن تشهد ضدهم حتى لو هددوا عائلتك |
| Ama aleyhine olursa vali seni gönderebilir. | Open Subtitles | إن كانت نتيجة التصويت ضدكِ فسيكون لدى المحافظ سبب ليطردكِ |
| Lisansını kaybetmiş. aleyhine birkaç dava var. | Open Subtitles | كان سمسار بورصة، خسر رخصته، هناك بضع دعاوي مدنية ضدّه. |
| Ve bu tasarıyı canı gibi seven Amy, sen de aleyhine oy kullanmamı istiyorsun. | Open Subtitles | وأنت، أيمي، والتي تحبين هذه السياسةِ، تُريدُيني أَنْ أُصوّتَ ضدّها. |
| Söylediğin veya yaptığın her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | وكلّ ما تقوله أو تفعله قد يستغلّ ضدّكَ في محكمة العدل |
| Baskıya dayanamadı ve şimdi aleyhine şahitlik yapacak. Sen de çok uzun bir süre hapiste yatacaksın. | Open Subtitles | لم يستطع تحمّل الضغط، والآن سيشهد ضدّكِ وسوف تقضين وقت طويل جداً في السجن |
| Bir kadını kocasının aleyhine döndürmek kolay bir iş değildir. | Open Subtitles | لم تكن مهمة سهلة أن تجعلي زوجة تنقلب على شريكها |
| Yine de korkarım sayılar senin aleyhine. | Open Subtitles | حتى الأن أخاف من الرقم الذي سَيقف أمامك فى الـ"برايموس" |