| Hatırladığım kadarıyla o kız ailesiyle birlikte bir kaç yıl önce Almanya'ya taşındılar. | Open Subtitles | فتاة، كما أعرف أنا غادرت إلى ألمانيا مع والديها منذ أكثر من سنة |
| Avrupa'da yaşadığı için sağlık hizmetinde iyi bir üne sahip Almanya'ya gitmeyi seçebilir. | TED | حالياً يعيش في أوروبا، ويستطيع الذهاب إلى ألمانيا التي فيها نظام رعاية صحية سمعته جيدة. |
| Ve onu Almanya'ya göndermişler.. ve 24 saat sonra onu Almanya'dan Walter Reed'e göndermişler. | TED | وأرسلوه إلى ألمانيا. وبعد 24 ساعة أرسلوه من ألمانيا إلى والتر ريد. |
| Bu esnada Almanya'ya asimile olmuş Yahudiler vatanseverliklerini göstererek orduya yazılmışlardı. | Open Subtitles | في تلك الأثناء،كان اليهود المستوعبين في ألمانيا يظهرون وطنيتهم بالانضمام لألمانيا |
| Bu tren Almanya'ya ulaşacak. Katılıyorsun, değil mi Labiche? | Open Subtitles | هذا القطار سيذهب الى المانيا ,انت راض عن ذلك اليس كذلك , لابيش ؟ |
| Bak ben senin için Almanya'ya dönmedim, dönmicem! | Open Subtitles | أنت السبب الوحيد لبقائي هنا وعدم عودتي لالمانيا |
| Lille'den, öldüğü yer olan Almanya'ya gönderilmiş. Anladın mı? | Open Subtitles | ومن ليل أرسلوه إلى ألمانيا وهناك مات، هل فهمت؟ |
| Sirkle birlikte İsviçre'deyken birkaç sanatçı parasını dolara çevirmiş, oradan tur için Almanya'ya geçmişlerdi. | Open Subtitles | عندما كنا بسويسرا مع السيرك والعديد من الفنانين غيروا عملاتهم إلى الدولار قبل أن يذهبوا بجولة إلى ألمانيا |
| Hitler gelmeden önceki Almanya'ya, neler olacağını bilerek, geri dönebilseydin, | Open Subtitles | إذا إستطعت أن تعود فى التو إلى ألمانيا قبل أن يتولى هتلر السلطه و تعرف ما تعرفه الآن |
| - Almanya'ya gidecek 290 numaralı Express 1 Nolu Perona yaklaşıyor.- | Open Subtitles | القطار السريع290 المتجه إلى ألمانيا يصل الآن على رصيف رقم1. |
| Umarım horlamıyorsundur, yoksa seni Almanya'ya geri yollarım. | Open Subtitles | أَتمنّى بأنّك لا تَشْخرُ، أَو أُعيدُك إلى ألمانيا. |
| Almanya'ya gelmek için garip bir zaman seçmişsiniz. | Open Subtitles | لقد اخترت وقتاً غير اعتيادي للمجيء إلى ألمانيا |
| Yarın Almanya'ya gidecek ve artık kimseyi rahatsız etmeyecek. | Open Subtitles | غداً سوف تذهب إلى ألمانيا والمجتمع لم يعد مشكلة. |
| Almanya'ya gidecek olan 290 numaralı Experes 3 dakika içinde 1 no'lu perondan hareket edecek | Open Subtitles | بعد ثلاث دقائق سيغادر القطار السريع290، المتجه لألمانيا من الرصيف رقم1. |
| Peki ya Almanya'ya götürülen Yahudi çocukları? | Open Subtitles | ماذا عن أطفال اليهود الذين أرسلوا لألمانيا ؟ |
| Böyle bir zamanda Almanya'ya gelebildiğinize göre, çok cesur biri olmalısınız, Bay Kessler. | Open Subtitles | .. شجاعة عظيمة منك، سيد كيسلر للقدوم لألمانيا بهذا الوقت |
| Almanya'ya girmeden önceki son kasaba St. Avold. | Open Subtitles | اخر مدينه قبل الدخول الى المانيا ستكون سان افولد |
| Kamyonlarına ihtiyacım var, Binbaşı. Almanya'ya ulaşması gereken önemli bir yüküm var. | Open Subtitles | انا احتاج شاحناتك كلها , ميجور لدى شحنه مهمه على نقلها الى المانيا |
| Yalnızca bir kısmı Almanya'ya ulaşabildi. | Open Subtitles | هجروا النرويج لجزء من الوقت ثم رجعوا لالمانيا |
| Bir süre birlikte olduk ama sonra o Almanya'ya taşındı. | Open Subtitles | تواعدنا لبعض الوقت، لكنها انتقلت للعيش في ألمانيا بعد ذلك |
| Almanya'ya dönen koskoca bir Alman birliğini kıstırdık. | Open Subtitles | حصرنا من جيش ألماني فأنسحبنا مجدداً الى ألمانيا. |
| İnsanlar, Almanya'ya Polonya'yı işgal ettiği için savaş açtığımızı düşünüyorlar. | Open Subtitles | الناس يقولون أننا أعلنا الحرب على ألمانيا لأنهم غزو بولندا |
| Onu Almanya'ya çalışmaya gönderiyorlar, nöbet değişimi yapmak için. | Open Subtitles | لقد تم إرساله للعمل في المانيا لتخليص أسرى الحرب |
| Almanya'ya hoşgeldin, asker. | Open Subtitles | مرحبا بك فى المانيا , ايها الجندى ناولنى سيجاره , لو سمحت |
| Ve ülkelerin karbon emisyonları listesine gemi taşımacılığı emisyonlarını koyarsanız, yaklaşık altıncı sırada gelir, Almanya'ya yakın bir yerde. | TED | و إذا وضعت انبعاثات النقل البحري على قائمة انبعاثات الكربون للدول، ستأتي تقريبا في المركز السادس، قريبا من ألمانيا. |
| Düşmanın beyanına göre, koşullar ne olursa olsun Almanya'ya hoşgörülü bir antlaşma sunulmayacaktır. | Open Subtitles | العدو صرح، بأنه سيقع التساهل مع ألمانيا من دون شروط. |
| Derhal Almanya'ya dönme emri aldım. | Open Subtitles | تلقيت أوامر بالعودة إلي ألمانيا في الحال |
| Evet, Tezsler belki o adama fazla güvenmişti çünkü Avusturya, Almanya'ya bağlandıktan, ve hatta Budapeşte'de tutuklamalar ve techirler başladıktan çok uzun zaman sonra da olduğu yerde kalmıştı. | TED | حسنا , ربما كان واثقا جدا ,لانه بقي فتره طويلة حيث كان بعد أن وصلت النازية الى النمسا , حتى بعد القبض عليه وبدأ عمليات الترحيل في بودابست . |