| Bunu kişisel almayın ama önümüzdeki altı ay boyunca göz teması yasak. | Open Subtitles | لا تأخذوا الأمر بشكل شخصي لكن يمنع التواصل بالعيون لمدة ستة أشهر |
| Şimdi şirketler diyecek ki, "Ah, veri bilimcilerimizi bizden almayın. | TED | الآن، ستقول الشركات، " أوه! لا تأخذوا علماء القرار منّا |
| Hiç bir şey almayın. Hiç bir şey... Senin sorunun ne? | Open Subtitles | لا تشتري أي شيء، لا تحصل على أي شيء ما خطبك؟ |
| Bunu kişisel almayın. Bana hiç dokunmadı. | Open Subtitles | لا تأخذي الأمر على محمل شخصي لم يلمسني قط |
| Bay Walker, lütfen. Size yalvarıyorum. Lütfen Flicka'yı benden almayın. | Open Subtitles | استاذ ووكر انا اتوسل اليك ارجوك لا تأخذ فليكا منى |
| Onu almayın, lütfen, o benim kızım, beni alın. | Open Subtitles | لا تأخذها رجاءاً،إنها إبنتي خذني بدلاً منها |
| Bill Amcanız önemli bir mesaj verecek- sakın uyuşturucu almayın. | Open Subtitles | لدي رسالة هامة إليكم، من العم بيل لا تشتروا المخدرات |
| Peki. Siz çocuklar bir şey almayın. Gözüm üzerinizde. | Open Subtitles | لا تأخذوا شيئاً أيها الأطفال، أنا أراقبكم |
| Doğru. Çok ciddiye almayın. Gayet güzel işler yapıyoruz. | Open Subtitles | هذا صحيح، لا تأخذوا الأمر بجدية جميعناً أبلى بلاءاً حسناً |
| Kulağında sarı etiket olanı almayın. | Open Subtitles | لا تأخذوا البقرة التي بإذنها علامةً صفارء |
| Sakın otostopçuları almayın arabanızın çatısı altında. | Open Subtitles | .... لا تأخذوا أبدا متطفلين من الطريق على كبوت سياراتكم |
| Fotoğrafı dikkate almayın. | Open Subtitles | لا تأخذوا هذة الصورة بعين الإعتبار |
| Geçen yıl Mikhail'in doğum gününde "Bana bir şey almayın." dedi. | Open Subtitles | في السنة الماضية لميلاد ميخيل هو قال لا تشتري لي شيئا |
| Bakın. Sakın ucuz çok amaçlı Çin malı çakılardan almayın. | Open Subtitles | لا تشتري الأدوات المُتعددة الإستخدام الرخيصة التي صُنعت في الصين |
| Hiçbir şey almayın. Hiçbir şey... Senin sorunun ne? | Open Subtitles | لا تشتري أي شيء، لا تحصل على أي شيء ما خطبك؟ |
| Valide'm, ne olur almayın oğlumu benden. | Open Subtitles | يا والدة السلطان أرجوك لا تأخذي ابني مني |
| Çoçukları sakın almayın çünkü iki uçuş bir de tekne seyahati var. | Open Subtitles | فقط لا تأخذي الأطفال لأنها رحلتين و قارب |
| Kişisel almayın, efendim. Bu araştırma umut vaad ediyor. | Open Subtitles | لا تأخذ هذا على محمل شخصي سيدي .. النتائج تبدوا واعدة .. |
| Lütfen elimde kalan tek çocuğu almayın Sahip! | Open Subtitles | -يجب أن تساعديني أرجوك يا سيدي لا تأخذها |
| Bill Amcanız önemli bir mesaj verecek- sakın uyuşturucu almayın. | Open Subtitles | لدي رسالة هامة إليكم، من العم بيل لا تشتروا المخدرات |
| O mücevherler müşterilimize ait. Lütfen, almayın. | Open Subtitles | هذه ممتلكات عملائنا , لا تأخذوها |
| Lütfen onu benden almayın. | Open Subtitles | أرجوكم، لا تأخذوه مني |
| Kimseyi içeri almayın. Dışarı çıkmayın ve polisi arayın. | Open Subtitles | لا تسمحي لأي أحد بالدخول إبقي في الداخل، إستدعي الشرطة |
| almayın bunu, almayın! | Open Subtitles | ! لا تشتره، أرجوك لا تشتره |
| Hayır, lütfen beni beklemeye almayın. | Open Subtitles | لا, رجاءً لا تضعني على الانتظار. |
| # Benim ömrümü benden almayın # | Open Subtitles | لا تحكم علي بالمؤبد |
| Hayır, hayır, hayır, bilgisayarı almayın. - Kovuldun, Chuck. | Open Subtitles | لا لا لاتأخذ التداخل |
| Düşerken sakın şu "baş dizlerin arasına" pozisyonunu almayın, gerçekten.. | Open Subtitles | لا تضعوا رؤسكم بين الركبتين بوضع التصادم لو سقطت بنا الطائره- إخرس- |
| Size bu armağana karşılık olarak vereceklerimizi hafife almayın. | Open Subtitles | لا تقللوا من هذا العرض فى مقابل هذه الحمدية |