| Tabes'e dörtlü, altılı, ve dokuzlu... ve dağıtana da onlu. | Open Subtitles | أربعة لتيبس, و ستة, و تسعة وعشرة للموزّع |
| Tabes'e dörtlü, altılı, ve dokuzlu... ve dağıtana da onlu. | Open Subtitles | أربعة لتيبس, و ستة, و تسعة وعشرة للموزّع |
| - Yeni çarşaflara ve sıcak duşlara. - Maçlar ve altılı paket! | Open Subtitles | شراشف هشة وزخات مطر حارة المبارايات الفاصلة ومجموعه الستة |
| Siyah yedinin üzerine kırmızı altılı koy. | Open Subtitles | ضع الستة الحمراء على السبعة السوداء |
| O altılı bira için birkaç babunla kavga etmem gerekti. | Open Subtitles | اضطررت لأتشاجر مع حفنة من قردة البابون لأجل ست زجاجات |
| Bir altılı, bir beşli, bir vale, bir dörtlü, bir sekizli. | Open Subtitles | حصلت على ستّة , خمسة , جاك , أربعة و ثمانية |
| Bende üç altılı var. | Open Subtitles | أنا لدي ثلاثه , سته |
| Bana bir altılı ver ve bir çift paket Skittles. | Open Subtitles | . إذن ، أعطني الكيس الذي يحوي ستة قُطع من الجُعّة |
| Hey, bana bir altılı paket ve 2 hatun ver, yeter o bana. | Open Subtitles | أحتاج مجموعة ستة علب ، وفتاتان لأكون جيدا |
| Yavaşlaman gerek, kuzen. Başka bir altılı paket için şehre kadar gitmem. | Open Subtitles | تحتاج لأن تقتصد في الشرب، أنا لن أقود لبلدة من أجل ستة علب |
| İki seksi hemşire,ellerinde altılı bira. | Open Subtitles | ممرضتان مثيرتان معهما ستة علب من النبيذ تتسللان إلى غرفتي في ساعة متأخرة من الليل |
| Üçlü, dörtlü, evli çiftlerle üçlü, beşli, altılı grup yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت بثلاث اوضاع اربعة اوضاع علاقة ثلاثية , علاقة ثنائية , ستة |
| altılı bira ve başka türden bir zekâ alabilir miydin? | Open Subtitles | هل تستطيعين أن تشتري لي ستة علب من أنواع الذكاء المختلفة ؟ |
| Geçen ay Virginia'da soyulan bir silah dükkânındaki altılı gruptan. Evet, muhtemelen soyan da Trager. | Open Subtitles | ظهر أنه أحد الأسلحة الستة المسروقة من محل بيع أسلحة في "فيرجينيا" الشهر الماضي |
| Çünkü eğer biraz bana çekmişsen o bir kaç bira, altılı paketlere döner daha sonra, tek düşünebildiğin o altılı paketler olur. | Open Subtitles | لأنكِ إذا كنتِ مثلي في أي شيء , بسرعة ستصبح الكأسين من البيرة حزمة من ستة كؤوس بعد ذلك ستصبح الستة كؤوس هو كل ما تفكرين فيه |
| altılı paketin. Aşk adına! | Open Subtitles | الستة علب ، الكثير من الحب |
| Bak, klozete altılı paket koydum. | Open Subtitles | لا, انظر, لقد وضعت لك ست علب في المرحاض. |
| altılı bira aldı ve hepsini içip kanepede uyuyakaldı. | Open Subtitles | اشترى ست علب من الجعة وشربها كلها ونام على الأريكة |
| Bende bir ikili, bir dörtlü, bir onlu bir sekizli, bir de altılı var. | Open Subtitles | حصلت على اثنان , أربعة , عشرة , ثمانية و ستّة |
| - Ve bende de üç altılı var. | Open Subtitles | -وأنا لدي ثلاثه , سته |
| "altılı, yedili, sekizli?" | Open Subtitles | "خمساتَكَ وستّاتَكَ وسبعاتَكَ؟ " |
| İşte altılı! | Open Subtitles | أوه إنها سداسية أنا آسف |
| altılı paket tutacaklarını kesmelisin, yoksa balıklar takılıyor. | Open Subtitles | يجب تمزيق حمّالة العلب السداسية وإلا تعلق فيها الأسماك. |
| altılı paket. | Open Subtitles | الستات |
| Bu ve altılı kasım olmasından dolayıdır. | Open Subtitles | "هذا الأمر، وأنّ لديّ "سكس باك |
| altılı aracı. | Open Subtitles | -هذه مركبة الـ(سيكسرز ) |