| Ama aslında, bu son çarpışmalarda, karın-omuz emniyet kemerleri araç koltuklarından çok daha etkili. | TED | ولكن في الواقع ، في الحوادث الأخيرة ,حزام الخاصرة والكتف أظهروا نتائج أفضل من مقاعد السيارة |
| Bunu söylemekten memnuniyet duyuyorum, ama aslında bu beni şaşırtmıyor çünkü konu tamamen fizik kurallarından ibaret. | TED | لذا أنا سعيد لقول ذلك، ولكن في الواقع أنا لست متفاجئا بهذه النتيجة، لأن ببساطة هذه هي قوانين الفيزياء التي تعمل معنا. |
| ama aslında bu konuda size soracakları tek soru bu değil. | TED | ولكن في الواقع هذا ليس السؤال الوحيد الذي سيطرحونه حول هذا الموضوع. |
| Akabinde duello ediyorlar gibi görünürler... ..ama aslında bu tekrar bir çeşit danstır. | Open Subtitles | ما يأتي قد يبدو كمبارزة... .. لكنه في الحقيقة نوع من الرقص مجدداً. |
| Örneğin bir çok insan farkına varamayabilir, ama aslında bu adamın tepesi fena atmış. | Open Subtitles | على سبيل المثال، هو قد لا يكون واضح إلى كل شخص، لكنه في الحقيقة مزعج جدا. |
| Ve gördüğünüz şekilde, bir polis şefi şapkası gibi görünüyor, ama aslında bu bir saldırı, mavi renkli olan. | TED | ويمكنكم أن تروا أن هذا ، يشبه قليلا قبعة قائد ، ولكن في الواقع أن هذا اعتداء ، تلك التي بالأزرق |
| Şiir gibi konuşurum ki bunun netlik sağladığını düşünmek isterim ama aslında bu mesajı anlaşılmaz hâle getirebiliyormuş. | Open Subtitles | وأنا شاعرية, كما تعلمين, أنا أحب التفكير في زيادة التوضيح، ولكن في الواقع ربما البساطة توصل الرسالة. |
| ama aslında bu yeni bir alan değil. | TED | ولكن في الواقع هذا المجال ليس بجديد. |
| ama aslında bu virüs çok uzun zaman önce insanlara geçmişti, virüsün asıl kaynağı şempanzelerden bu maymunları avlayan insanlara. | TED | ولكن في الواقع هذا الفيروس انتقل إلى البشر قبل عدة عقود، من الشمبانزي، حيث نشأ الفيروس، إلى البشر الذين يصطادون القرود. |