| İşe bisikletle gidiyor, ama aynı anda, bazı yönlerden muhafazakar. | TED | يركب دراجته للعمل لكن في نفس الوقت, هو بشكل ما محافظ |
| Koma belirtileri var, ama aynı anda, bir düzine insanınkiler karıştırılmış gibi ölçümler alıyoruz. | Open Subtitles | فى وقت ما يشير الى غيبوبةِ لكن في نفس الوقت نرى قراءات كأن دسته من الناس يقفزون معاً |
| "ama aynı anda son derece sürtük ve müsait görünen." | Open Subtitles | لكن في نفس الوقت يوحي بالانحلال والبساطة |
| Yumruğu iyi aldın ama aynı anda, biraz da korkmuştun. | Open Subtitles | يا ولد ، يمكنكِ أخذ لكمة لكن في نفس الوقت كنتِ جبانة قليلاً |
| Zorlukla ayakta durduğumu hatırlıyorum, ama aynı anda sanki su yüzünde durur gibiydim. | Open Subtitles | أتذكر أني ...بالكاد كان يمكنني الوقوف، لكن في نفس الوقت كنت أعوم |
| ama aynı anda da "Aynı takımdanız millet." | Open Subtitles | لكن في نفس الوقت كنفس الفريق |