| Ama endişelenme. Eğitmenin olarak tüm bunları atlatmanı sağlayacağım, çünkü-- | Open Subtitles | لكن لا تقلق, كمعلّمك، سأتأكد من إجتيازك لكلّ هذا, لأنّ.. |
| Ama endişelenme, lüks otellerde bana açıklaman için, yıllarımız olacak. | Open Subtitles | لكن لا تقلق, فأمامنا سنين عدة في الفنادق الفخمة لأشرح لك. |
| Eh seni uyardım,doğrular kontrol edilemiyor Ama endişelenme, granüller 24 saat içinde etkisini kaybeder. | Open Subtitles | حسناً لقد حذرتك، فالحقيقة قد تكون صعبة المراس لكن لا تقلقي فالرذاذ سيختفي بعد 24 ساعه |
| Her yer dolu Ama endişelenme. Açık havayı tercih ederim. | Open Subtitles | كلهم محجوزين لكن لا تقلقي فأنا أفضل الهواء الطلق |
| Birkaç yerinde oynama gerekiyor, Ama endişelenme. | Open Subtitles | لا تزال بحاجة إلى بعض التعديلات , ولكن لا تقلق |
| Hala vücudumdan biraz kıkırdama atmaya çalışıyor olabilirim Ama endişelenme. | Open Subtitles | ولازلت أعمل ببعض من الإبتسامة على غير عادتي، لكن لاتقلق |
| Ama endişelenme, o iyi bir Rus, şu ürkünç olanlarından değil yani. | Open Subtitles | ولكن لا تقلقي فهي روسيه رائعه وليست واحدة من المرعبات |
| Ama endişelenme. Etrafta senin gibi bir sürü korkak var. Bak. | Open Subtitles | لكن لاتقلقي هناك الكثير من الجبناء مثلك حولنا انظري , هناك واحد هناك |
| Ama endişelenme, onu yok etmeden önce fotografik hafızama güzelce işledim. | Open Subtitles | لكن لا تقلق قبل أن أدمرها وضعتها في ذاكرتي المصورة |
| Büyük ihtimal hayatım boyunca bir yara olacak Ama endişelenme, tamam mı? | Open Subtitles | على الأرجح سيجرحني لكن لا تقلق , اتفقنا ؟ |
| Biraz kabadır, Ama endişelenme, aslında kedicik gibidir. | Open Subtitles | يبدو مخيفا بعض الشيء و لكن لا تقلق, فهو أليف |
| Ama endişelenme. Her şeyi unutacaksın yani bilinci açılacak. | Open Subtitles | لكن لا تقلق ستنسى كُل شيء، لذا سيكون ضميرك مُرتاحاً. |
| Ama endişelenme, onların burada olduğunu bile farketmeyeceksin. Çalışmak için buradayım. | Open Subtitles | و لكن لا تقلقي, على الرغم أنهم هنا و لكني هنا لكي أعمل |
| Sevgili Irena bir süreliğine buradan gitmem gerekebilir Ama endişelenme. | Open Subtitles | عزيزتي ايرينا قد اضطر الى ان أغيب لفترة لكن لا تقلقي |
| Ama endişelenme, saçmalamadın. Hepsi iyiydi, değil mi? | Open Subtitles | و لكن لا تقلقي ، لم تتلفظي بترهات لذا فكل شيء على ما يرام ، أليس كذلك؟ |
| Ama endişelenme, uçağa yetişeceğim. | Open Subtitles | ولكن لا تقلق يمكننى التحمل حتى نصل للمطار |
| Neredeyse üç saat Ama endişelenme, ekranda iyi gözükecek. | Open Subtitles | حوالى 3 ولكن لا تقلق ستبدو رائعة على الشاشة |
| Ama endişelenme, bu durumu düzelteceğiz, tamam mı kardeşim? | Open Subtitles | لكن لاتقلق سنُصلح الأمر حسنا ً, ياصديقي ؟ |
| - Ama endişelenme, seni utandırmam. | Open Subtitles | حسنا لكن لاتقلق. أنا لَنْ أَجْعلَك تَبْدو في مظهر سيء. |
| - Ama endişelenme, Juanita sadece iki adetle önde. | Open Subtitles | ولكن لا تقلقي ، إنها تسبقه بلوحيّ شيكولاتة فقط |
| Ama endişelenme. | Open Subtitles | لكن لاتقلقي أنتي ما زِلتي ستذهبين يوم الإفتتاح |
| Ama endişelenme. | Open Subtitles | لكن لاتقلقين |