| - Biliyorum. ama hep istemişimdir. | Open Subtitles | أعرف، و لكن لطالما تساءلت بخصوصها إلا إذا كنت مشغولاً |
| Burayı çok seviyorum ama hep bir şeyler eksikti. | Open Subtitles | أحل المكان هنا، لكن لطالما كان هناك شيء مفقود. |
| Daima uygunsuzsun Michael ama hep zamanında. | Open Subtitles | دائما فى غير محلك يا مايكل لكن دائما فى الميعاد |
| ama hep zanlılar ve tanıklar konusunda açık fikirli olmaya çalışırım. | Open Subtitles | لكن دوماً ما أحاول أن أبقى عقلى مفتوحاً بشأن المُشتبهين والشُهود |
| Belki de aptal olduğumu düşünüyorsun, ama hep hayatımı değiştirmek istemişimdir. | Open Subtitles | , أنت ربما تعتقدني حمقاء لكني دائما أردت أن أغير حياتي |
| Kusursuz bir kadın sayılmazdı, ama hep senin annendi. | Open Subtitles | هي لم تكن الام المثالية و لكنها دائماً ما كانت امك |
| Tamam, çabucak bir soru soracağım ve eğer çizgiyi aşarsam söyle ama hep benim hayalim olmuştur. | Open Subtitles | حسناً, سؤال سريع, و دعيني اعلم ان كان هذا خارج الحدود. لكن لطالما كان هذا حلماً لي. |
| Kimseye söylemedim ama hep küçük bir kızım olsun istedim. | Open Subtitles | لم أخبر أحد أبداً، لكن لطالما أردت فتاة صغيرة |
| Bakmak istemediğim ama hep görmek zorunda kaldığım şey. | Open Subtitles | الشيء الذي لا أود النظر إليه لكن لطالما أجبرت على رؤيته |
| ama hep bir özelliğin olmasını istemişsindir. Bu senin özelliğin olabilir. Telefonsuz adam. | Open Subtitles | و لكن لطالما كنتُ تريد شئ يميزك ، لربما يكون هذا الشئ الذي يميزك "الشخص الذي بلا هاتف" |
| Izzy'yi de özlüyorum ama hep seninle böyle bir yerde olmayı hayal etmiştim. | Open Subtitles | أفتقد (إيزي) لكن.. لطالما تخيّلت أن أكون في مكان كهذا بصحبتك |
| Ben daha fazlasını bile sorardım, ama hep aynıydı. | Open Subtitles | ، أنا حتى أسئل كثيرا لكن دائما نفس السؤال |
| Bir dahakine başkası yapacak ama hep birileri olacak. | Open Subtitles | في المرة القادمة سيجدوا شخصا آخر لكن دائما سيكون هناك كبش فداء |
| ama hep görmezden gelindim. | Open Subtitles | لكن دائما ما كانوا يتغاضوا عني ويتجاهلوني، |
| ama hep bir bahane uydurdu ya da şansının dönmek üzere olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكن دوماً ما يكون هنالك عذر أو أن حظه سيتحسن |
| O sana farklı bir hikaye anlatır ama hep ben veriyorum ve o alıyor. | Open Subtitles | هو أخبرك قصة مختلفة لكني دائما أعطي وهو يستمر بالأخذ |
| Bilmiyorum ama hep eve döner. | Open Subtitles | لا أعلم لكنها دائماً تأتي للمنزل |
| ama hep sona kalırlar. | Open Subtitles | وعادة ما يكونون هم الأخير. |
| ama hep uyanıyorum, ve hep ölmüş olmayı diliyorum, | Open Subtitles | و لكني دائماً أصحو و دائماً أتمنى لو كنت ميتاً |
| Senin erkeğin, seni seviyor ama hep bir canavar olarak kalacak. | Open Subtitles | فأن رجلك يحبك ولكنه دائماً ما سيكون وحشاً |
| ama hep merak ettim... kalp neden acı çeker? | Open Subtitles | لكنى دائما كنت أتساءل لماذا القلب حزين ؟ لماذا العيون دامعه؟ |
| ama hep mezuniyet balom yüzünden bekaretimi kaybedeceğimi sanırdım, bekaretim yüzünden balomu değil. | Open Subtitles | لكن كنت دائما أعتقد أني سأخسر طهارتي بسبب موعدي في حفلة التخرج ليس أن أخسر موعدي بسبب خسارتي لطهارتي |