| biz sadece acil durum çağrısıyla ambulansın ulaşma süresi arasındaki zamanı dolduruyoruz. | TED | نحن فقط نردم الهوة الزمنية بين لحظة الاتصال بالطوارىء لحين قدوم سيارة الإسعاف |
| ambulansın gelişini iple çekiyordum. | Open Subtitles | لذلك ، كنت أتطلّع إلى وصول سيارة الإسعاف |
| Ama ambulansın arkasından hız yapmak müthişti. | Open Subtitles | لكن القيادة بسرعة خلف سيارة الإسعاف كانت ممتعة |
| ambulansın içinde 15 dakika ölü yattı. | Open Subtitles | كان ميتاً لمدة 15 دقيقة في سيارة الاسعاف |
| 9 yaşındayken, babasıyla bir trafik kazası geçirdi, babası onun gözlerinin önünde, ambulansın gelmesini beklerken kan kaybından öldü. | Open Subtitles | كانتفيالتاسعة, عندماكانتمع والدهافيحادث السيارة, و كان ينزف أمامها بينما كانا منتظرين سيارة الاسعاف |
| Bu ambulansın durumu kritik. Yani hemen gidiyoruz, millet. Hadi! | Open Subtitles | هناك حالات حرجة في سيارة الأسعاف هذه, يجب أن نتحرك |
| Eğer bu ambulansın güzergahını bulabilirsek o zaman doğru yolda ilerlemeye başlamış oluruz. | Open Subtitles | لو اكتشفنا فى اى اتجاه كانت تتجه سياره الاسعاف سنواصل على الطريق الصحيح |
| Daima laboratuar önlüğünü giymelisin. Onları ambulansın arkasına koyar bilinçsiz hale sokar. | Open Subtitles | يضعهم في خلف سيارة الإسعاف ويفقدهم وعيهم |
| Şuraya geçin ve ambulansın yanında bekleyin. | Open Subtitles | إذهبا وقفا بجانب سيارة الإسعاف تلك وإنتظرا هناك |
| Başka çarem yoktu. Bebek birkaç dakika içinde ölecekti ve ambulansın zamanında yetişmesine imkân yoktu. | Open Subtitles | كان الطفل ليموت في غضون دقائق و ما كانت سيارة الإسعاف لتصل بالوقت المناسب |
| Lütfen kazaya karışan ambulansın numarasını belirtin. | Open Subtitles | يرجى تحديد سيارة الإسعاف التي تتصل بالطوارئ |
| ambulansın bilinç kaybından beri terk edilmiş bir restorana kadar izini sürdük. | Open Subtitles | تقفّينا أثر سيارة الإسعاف إلى مطعم تمّ إخلاؤه قبل فقدان الوعي |
| ambulansın hangi yöne doğru gittiğini gösteren kayıtlara bakarken geç kaldım. | Open Subtitles | تأخرت قليلاً لأتأكد من أشرطة الأمن لأرى أي إتجاه ذهبت إليه سيارة الإسعاف |
| ambulansın gelmesini bekleyemem arabadan ilk yardım çantasını getireceğim. | Open Subtitles | لا يمكننا أن ننتظر سيارة الإسعاف علي أن أفرغ له مكان في الشاحنه |
| Kapının önünde ambulansın ne işi vardı? | Open Subtitles | ماذا كانت تفعل سيارة الإسعاف عند المدخل؟ |
| Abbs, komşular ambulansın beyaz ve turuncu çizgili olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | آبس، يقول الجيران ان سيارة الإسعاف كانت بيضاء مع شريط برتقالي. |
| Charlie yere yığıldı. Aşağıda ambulansın içinde seni bekliyor. | Open Subtitles | تشارلى انهار للتو و هو فى سيارة الاسعاف بالاسفل |
| Bir ambulansın zor durumdakileri önemsememesi garip. | Open Subtitles | تُهمل العديد من الحوادث التي حدثت في الحي. هناك احتمالية أن سيارة الاسعاف |
| Şimdi şüphesiz karantinada özgürce dolaşmak için özel bir ambulans hizmetinden kiraladığınız ambulansın arkasına baksak sorun olur mu? | Open Subtitles | الان , هل تمانع اذا القينا نظرة في الحزء الخلفي من سيارة الاسعاف بدون شك مستأجرة من شركة خدمات خاصة |
| Hemen gitmeliyiz. ambulansın önüne park ettim. | Open Subtitles | يجب علينا الذهاب سيارتنا تحجب سيارة الأسعاف |
| Bir ambulansın gitmesi gereken yere hemen gitmesi gerekir. | Open Subtitles | سياره الاسعاف تهرع الى اى مكان يحتاجوها فيه |
| Komşusu bugün erken saatlerde bir ambulansın onu aldığını söyledi. | Open Subtitles | قال جار له ان هناك سيارة اسعاف اتت هذا الصباح |
| Nedeni de ambulansın çalışmaması. | Open Subtitles | عاجلاً أم آجلاً فلا تزالُ سيارةُ الإسعافِ متعطلة |