| Bu kırmızı noktalar Amerikan eyaletleri ve mavi üçgenler Kanada eyaletleri. | TED | إن النقاط الحمراء هي ولايات أمريكية والمثلثات الزرقاء هي مقاطعات كندية |
| Dünya genelinde jenerik sesleri kullanan milyonlarca insan var. Buna Amerikan aksanlı sesi kullanan Stephan Hawking de dahil. | TED | الآن، ملايين من البشر حول العالم يستخدمون أصواتًا عامة، ومن ضمنهم البروفسور هوكينغ، الذي يستخدم صوتًا ذا لهجة أمريكية. |
| Bu büyük yanılgıda başarılı olmak için refleksleri bile Amerikan olmalı. | Open Subtitles | لنجاح هذه الخدعة الكبري، لا بد أن تكون ردات فعلهم أمريكية |
| Bunun tek nedeni Ulusal Portreler Galerisinin Amerikan hayatını görselleştirmeyi amaçlayan doğası. | TED | و ذلك لأن معرض اللوحات الوطني يقام أساساً ليُقدم حياة أفراد أمريكيين. |
| Bilmenizi istiyorum ki, masum Amerikan vatandaşlarına zarar vermek gibi bir niyetim yok. | Open Subtitles | ما أريده هو أن أقنعكِ أنني لا أملك أي رغبة بإيذاء أمريكيين أبرياء |
| Ooh-la-la-la-la. Süpermodellerimizi soydunuz, Fransız saksafonuyla Amerikan performansı gösterdiniz ve bu zavallı beyefendilerin yılanını çaldınız. | Open Subtitles | لقد اختطفتم أفضل عارضات أزيائنا سمحتم لأمريكي بالعزف مع فرقة فرنسية |
| Amerikan'nın bağrında böyle bir zulmün nasıl yaşandığını öğrenmek için bütün gözler Washington'a çevrilmiş durumda. | Open Subtitles | سيكون هناك ضغط على واشنطن عن كيفية تفسير هذه الإهانة العضمى و الممكن أن تحدث في عقر الدار الأمريكية |
| Dün, Güney Kaliforniya sahili açıklarına bir Amerikan uzay aracı düştü. | Open Subtitles | بالأمس ، وجدت مركبة فضائية أمريكية بالقرب من ساحل جنوب كاليفورنيا. |
| Burada 3 binin üzerinde ABD firması iş yapıyor ve bunlar Amerikan çıkarlarıdır. | Open Subtitles | هناك أكثر 3000 شركة أمريكية تعمل في هذه البلاد وهذه هي المصالح الأمريكية |
| Bu gece Amerikan ve Güney Vietnam birimleri... bütün Komünist ordu merkezlerine saldıracaklar. | Open Subtitles | الليلة، ستقوم وحدات أمريكية وفييتنامية جنوبية بمهاجمة المقر الحقيقي لكل العمليات العسكرية الشيوعية |
| Gerilim tırmanırken Castro ilaveten milyarlarca dolarlık Amerikan yatırımlarını da kamulaştırdı. | Open Subtitles | ومع تصاعد التوتر، أمم كاسترو إستثمارات أمريكية إضافية بقيمة مليار دولار |
| Daha etkin bir Amerikan dış politikası için propaganda yapmıştı. | Open Subtitles | وقد شن حملة من أجل سياسة خارجية أمريكية أكثر حيوية |
| - Güvenli bir yerde. Tel Aviv'deki Amerikan konsolosluğunda olabilir mi? | Open Subtitles | نقطة الإصدار قد تكون أمريكية تل أبيب ، عمان ، القاهرة |
| Bir Amerikan vatandaşı olarak görevlerini yerine getirmekten kaçtığını bilmiyordum. | Open Subtitles | ما كانت عندي فكرة انكى تتهربى من مسؤولياتك كمواطنة أمريكية |
| Doğruyu söylemek gerekirse, bu iddiaya asla inanmadım çünkü daha önce üç Amerikan başkanının birden aynı fikirde olduğu bir başka konu görmedim. | TED | ولأخبرك الحقيقة، لم تقنعني هذه الحجة بتاتاً، في جزء لأنني لم أرى ثلاثة رؤساء أمريكيين يتفقون على أي شئ كان في الماضي. |
| Amerikan misyonerlerinden biraz para çaldım. | Open Subtitles | أنا قد سرقت بعض المال من مبشرين أمريكيين |
| Başımızı kaldırdığımızda, iki Amerikan askeri, elinde tabancalarıyla bizi işaret ediyordu. | Open Subtitles | نظرنا فوجدنا جنديين أمريكيين يصوبان ألينا مسدساتهما |
| Tam bir Amerikan ailesi. Sağlıklı. Sanki hiç hastalanmayacak gibiler. | Open Subtitles | إنهم يبدون بحق أمريكيين ، أصحاء جداً وكأنهم لم يتعرضوا للمرض |
| ..herhangi özel bir durum olmadan zengin bir Amerikan'ın.. ..bu organizasyona dahil olmasına izin vereceğimizi mi sandın? | Open Subtitles | وأننا سنسمح لأمريكي ثريّ بدخول منظمتنا بدون ظروف خاصّة؟ |
| Amerikan'nın bağrında böyle bir zulmün nasıl yaşandığını öğrenmek için bütün gözler Washington'a çevrilmiş durumda. | Open Subtitles | سيكون هناك ضغط على واشنطن عن كيفية تفسير هذه الإهانة العضمى و الممكن أن تحدث في عقر الدار الأمريكية |