| Otele geri dönmeliyim. Sadece bir anahtar var. Onu kaybetmeyin. | Open Subtitles | يجب أن أعود للفندق هناك مفتاح واحد فقط لا تفقده |
| Otele dönmeliyim. Sadece bir anahtar var sakın kaybetme. | Open Subtitles | يجب أن أعود للفندق هناك مفتاح واحد فقط لا تفقده |
| Hemen şimdi, önce almak istediğim başka bir anahtar var. | Open Subtitles | الآن ، هناك مفتاح آخر وأود أن الحصول على عقد من الأول. |
| Elektronik anahtar var, sana kalacak yer buldum. | Open Subtitles | يوجد لديك مفتاح سيخرجك من هنا وتذهبي الى مكان آخر |
| Silahlar kilitli ama nöbetçide anahtar var. | Open Subtitles | الأسلحة مقفلٌ عليها و لكن الحارس لديه المفاتيح |
| Kapıcıda anahtar var mı? | Open Subtitles | هل البواب لديه مفتاح ؟ |
| Onu çıkarmak için özel bir anahtar var. | Open Subtitles | يوجد مفتاح خاص حتى يمكنك أزالتها |
| Gizli bir anahtar var. Vekiller buna ulaşabiliyorlar. | Open Subtitles | اوه, هنالك مفتاح مُخبأ, والمراقبون يعلمون بأمره. |
| Kasayı birlikte açmamız gerektiği için iki anahtar var. | Open Subtitles | سبب وجود مفتاحين هو أننا يجب أن نكون معا عند فتح الخزينة |
| Kilitli olacaktır saklı bir anahtar var kapının göz seviyesinin üstünde, sol taraftaki gedikte. | Open Subtitles | سيكون مغلقاً، ولكن هناك مفتاح مخبّأ في شقّ من الباب في اليسار، في مستوى العين مباشرة |
| Buraya gelmeyin. Casey'yi Echo Park'a, evime götürün. - Hasırın altında anahtar var. | Open Subtitles | لا تاتي إلى المتجر ، أذهب به إلى شقتي في منتزه إيكو هناك مفتاح أسفل المشاية |
| Kilitliydi. Demek oluyor ki ana anahtar var. | Open Subtitles | كانت مقفلة، مما يعني أن هناك مفتاح رئيسي. |
| Mutfak masasının üstünde yedek anahtar var. | Open Subtitles | هناك مفتاح الغيار على طاولة المطبخ. |
| Cihazı açmak için tek bir anahtar var. | Open Subtitles | هناك مفتاح واحد فقط لفتح الجهاز |
| - Yangın söndürücünün altında yedek anahtar var. | Open Subtitles | هناك مفتاح احتياطى فى هذا الدولاب |
| Kontrol etmek istersen, Humvee'nin arkasında bir tane daha anahtar var. | Open Subtitles | أي أحد؟ أعتقد بأن هناك مفتاح آخر في الـ"هومفي" إذا تريد أن أتحقق |
| Paspasın altında bir anahtar var. | Open Subtitles | كان هناك مفتاح تحن المفرش امام الباب |
| Boynuna dolanmış şekilde duran bir acil yedek anahtar var. | Open Subtitles | لديك مفتاح غرفة الطوارئ معلّق خلف رقبتك. |
| Evet, evet, haklısın. Peki, kimde anahtar var? | Open Subtitles | تمام، تمام، تمام ومن لديه المفاتيح ؟ |
| - Kapıcıda anahtar var mıydı? | Open Subtitles | هل مشرف المنزل لديه مفتاح ؟ - لا - |
| anahtar var. Kiralığa benziyor. | Open Subtitles | يوجد مفتاح هنا يبدوا لسيارة مستأجرة |
| Bu aleti açabilecek sadece tek bir anahtar var. | Open Subtitles | هنالك مفتاح واحد فقط يمكنه فتح الآلة |
| Kasayı birlikte açmamız gerektiği için iki anahtar var. | Open Subtitles | السبب في وجود مفتاحين هو اننا اننا لا نستطيع فتحه الا مع بعض |
| Satış masasındaki herkes, ben, evde de bir takım anahtar var. | Open Subtitles | كل من يبيع الشقق، أنا ولدي مفتاح إضافي في المنزل |
| Kıçının altında bişey hissedeceksin. Orda bir... anahtar var. | Open Subtitles | سيكون تحت مؤخرتك مُفتاح لخزانة تحتوي على حصتك نصف مليون، |
| anahtar var mı? | Open Subtitles | هل معك مفتاح |