| anakaraya ulaşır ulaşmaz. | Open Subtitles | حالما نستطيع العودة فقط إلى البر الرئيسى |
| Tamircilerin, anakaraya gittiğinde kullanabileceği harika şeyler yaptım. | Open Subtitles | لاستخدام السمكري عندما نذهب الى البر الرئيسى. |
| Sonrasında da Gracias A Dios burnu üzerinden anakaraya çıkılmaktadır. | Open Subtitles | وصولاً لجزر ايسبانيولا شمال رأس سان رافائيل ثم أعلى البر الرئيسي لرأس الرجاء الصالح |
| Bir süredir anakaraya gidememiştim. Herkes iyi yerleşti mi? | Open Subtitles | لم أذهب إلى البر الرئيسي منذ فترة هل الجميع مستقرون؟ |
| anakaraya gitmeden önce senle konuşmayı umuyordum. | Open Subtitles | كنت آمل ان ألحق بك قبل أن تذهبى إلى اليابسة |
| Ben anakaraya birkaç şahit götürelim dedim, sen ailecilik oynamak için bu boktan sirkte ısrar ettin. | Open Subtitles | أردت أن نأخذ قاربا إلى اليابسة مع شاهدين ولكنك أصريتي على هذا السيرك لتلعبي دور العائلة السعيدة؟ |
| Böylece ilkbaharda anakaraya gitmeme izin verir. | Open Subtitles | ثم قالت انها تريد السماح لي بالرحيل الى البر الرئيسى لفصل الربيع. أوه، تينكر بيل. |
| Gerçekten mutluluğumu istiyorsanız anakaraya gitmeme yardım edersiniz, söz verdiğiniz gibi. | Open Subtitles | إذا كنت تريد حقا لي أن أكون سعيدة، عليك مساعدتي في الحصول الى البر الرئيسى مثلك وعدت |
| Sonsuzluk Çiçeği yarın açtığında, maalesef ilkbahar için anakaraya gidemeyeceğiz. | Open Subtitles | وذلك عندما زهر من أي وقت مضى تنطلق غدا أخشى أننا لن يذهب الى البر الرئيسى لفصل الربيع |
| Tek bildiğim, ben burada dikilirken iki cinayet zanlısının anakaraya giden bir uçakta olabileceği. | Open Subtitles | كل ما اعرفة انى واقف هنا بينما اثنين قتلة مشبوهين من ممكن ان يكونوا على طائرة الان عائدين الى البر الرئيسى. |
| Geçen hafta olanlar profesyonel düzeyde kabul edilebilir değildi ve ben de onları anakaraya göndermenin gerekli olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | وكانت غير مقبولة على المستوى المهني وأنا أيضاً، أشعر بأني ملزمة على نقلهم إلى البر الرئيسى |
| - Örnekleri anakaraya gönderecek vaktim yok. | Open Subtitles | ليس لدي وقت لإرسال عينات إلى البر الرئيسى |
| Kaza yapmadan anakaraya gidip gelebilmeyi zar zor sağlıyorum. | Open Subtitles | بالكاد أستطيع إيصالها إلى البر الرئيسي بدون تحطيمها |
| Onu anakaraya götüreceğim. | Open Subtitles | أنا ستعمل اتخاذ إلى البر الرئيسي. ما هو البر؟ |
| anakaraya dönmeliyiz. Burada çok fena şeyler oluyor. | Open Subtitles | , إلى البر الرئيسي أيّاً كان ما يحدث هنا فهو سيئ |
| Yardımınız lazım. anakaraya ulaşmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحتاج إلى مساعدتك أحاول الوصول إلى البر الرئيسي |
| Sence o pislikler varken anakaraya gitmeyi başarabilir miyiz? | Open Subtitles | أتظننا سننجح بالوصول إلى اليابسة مع تصاعد جرائم القتل؟ |
| Bir saatlik zorlu yüzüşün sonunda Elle ve ren geyikleri anakaraya ulaşıyor. | Open Subtitles | ، بعدساعةمن السباحةالمُتعبة، وصل كل من إيلي والايائل الى اليابسة. |
| Başarırlarsa ve anakaraya ulaşırlarsa, tüm dünyadaki anıtları yok etmeye başlayacaklar. | Open Subtitles | ،إذا نجحوا وتمكنوا من الوصول إلى اليابسة ،سوف يدمرون المعالم الموجودة حول العالم |
| anakaraya yaklaşan her türlü hava aracını düşürmeye yetecek kadar füzemiz var burada. | Open Subtitles | لدينا صواريخ كافية هنا لإسقاط أيّ طائرة تقترب من اليابسة. |
| Zayıf bir tahribatta, feribota atlayıp anakaraya kaçamazlar. | Open Subtitles | لا يمكنهم ركوب العبارة , وينطلقون إلى البرّ الرئيسي بسبب فوضى ضعيفة |
| Neden anakaraya dönüp biraz istirahat etmiyorsun? | Open Subtitles | هلا عدت إلى الجزيرة الرئيسية للراحة؟ |