| Bilmem lazım. Hala Andy'e karşı bir şeyler hissediyor musun? | Open Subtitles | أريد أن أعرف هل ما ذلت تشعر تجاة أندي بشيى |
| Bilmem lazım. Hala Andy'e karşı bir şeyler hissediyor musun? | Open Subtitles | أريد أن أعرف هل ما ذلت تشعر تجاة أندي بشيى |
| Yani, uygun bir ortamda Andy'i şarkı söylerken dinlemek, çok keyifli. | Open Subtitles | أعني إنه من الممتع سماع أندي يغني في مقاعد غير مناسبة |
| Sence Andy ne zamandır cinsel olarak kendini yetersiz hissediyor? | Open Subtitles | كم من الوقت تعتقد أن اندي لم يكن راض جنسيا؟ |
| Andy Warhol peruklarından biri üzerine küçük bir açık artırma savaşına giriştik. | Open Subtitles | دخلنا في حرب مزايدة علي احد باروكات اندي وارهول فنان امريكي معاصر |
| Böylelikle Andy, haftada bir mektup yazmaya başladı aynen dediği gibi. | Open Subtitles | و هكذا بدأ أندى يكتب خطابا كل أسبوع تماما كما قال |
| İtiraf ediyorum ki, Andy'ye ilk baktığımda hakkında fazla bir şey düşünmemiştim. | Open Subtitles | اعترف انى لم احب اندى كثيرا فى البداية عندما وقعت عيناى عليه |
| Evet, millete selam vermek için Andy'nin ekibinin partisine uğradım. | Open Subtitles | أجل لقد توقفت عند حفلة مسرحية أندي للسلام على الجميع |
| Benim için bir onurdur, Bay Schrute. Andy'yi bu aralar sevmeye başladım. | Open Subtitles | انه من دواعي سروري , ياسيد شروت حقا أحب أندي هذه الأيام |
| Ben burada olmazsam, Andy masaj yapacak ve seninle ilgilenecek. | Open Subtitles | وإذ لم أكن موجودة أندي سيقوم بتدليكك وسوف يعتني بك |
| Şaşırtıcı şekilde, ilk arayanlardan biri Andy Warhol Müzesi'ydi. | TED | لدهشتنا، أحد أوائل الناس الذين استجابوا كان متحف أندي وورهول. |
| Biliyorsunuz, Andy Grove Intel'deki başkanlığından indiği zaman-- ve Andy akıl hocalarımdan birisidir, çetin birisidir-- | TED | و كما تعلمون, حين تنحى أندي جروف عن منصب رئيس مجلس إدارة انتل و هو أحد مرشدي و هو شخصٌ قوي |
| Biz de büyü yapacağız. Yardım et, Andy. | Open Subtitles | سوف نقدم لهم بعض السحر من جانبنا ساعدني، أندي |
| Merak etme, küçük Andy ya da Jenny sana dokunmalarına izin vermeden öldüreceğim hepsini. | Open Subtitles | لا تَقْلقُي أندي ولا جيني سَأَقْتلُهم قبل ان يَلمْسّونَك |
| Her şey oluna girecek, Andy ya da Jenny. | Open Subtitles | كُلّ شيء سَيصْبَحُ حسناً الآن أندي أَو جيني |
| Ben ayak bağı olmam. Ayak bağı oluyor muyum Andy? | Open Subtitles | لَست في الطريقِ أندي هَلْ أنا في الطريقِ ؟ |
| Erin, Andy den ayrılacağını söyledi ama ben pek emin değilim. | Open Subtitles | ايرين تقول بأنها سوف تنفصل عن اندي , لكني لست متأكدا |
| Şerif Andy, Barney'i kollarından tuttu ve... derin bir şekilde öptü. | Open Subtitles | الظابط اندي اخد بارني الى دراعيه و قبله بحرارة و قال |
| Kardeşim Andy'nin cesedini bulduğumuzda ne öneminin olduğunu anlayacaksınız sizi aptal yavşaklar. | Open Subtitles | حسنا،سترى ان هذا مهما عندما نجد جثة اخي اندي ايها الحقراء اوه |
| Son mali raporda vergini daha ödemediğin anlaşılıyor Andy. Şimdi kim yakalandı? | Open Subtitles | آخر تقرير للبلدة قال بأنك تأخرت بضرائبك ،يا اندي. |
| Sanırım, Tommy'nin ölümünden sonra Andy burada yeteri kadar kaldığına karar vermiş. | Open Subtitles | أعتقد انه بعد مقتل تومى قرر أندى أنه بقى هنا مدة كافية |
| Sonra daha da sık, Andy yeni çürüklerle ortaya çıkıyordu. | Open Subtitles | كل فترة كان اندى يظهر و فى وجهة بعض الكدمات |
| Andy Williams, Perry Como ve Frank Sinatra'nın bazı aşk şarkıları. | Open Subtitles | آندى ويليامز, بيرى كونو وبعض القصائد لفرانك سيناترا |
| Adım Andy Wolfmeyer. Shep Goodman ile mülakata gelmiştim. | Open Subtitles | أنا إندي ويفماير أنا هنا من أجل رؤية شيب غودمان |
| Casey, Andy'i pencereden sokmaman gerekiyordu. | Open Subtitles | كيسي , ما كان عليك وضع اّندي عند النافذة |
| Ama Andy biliyor. Bu yüzden onunla izlemek zorundayız. | Open Subtitles | لكن (أندري) يعرف لذا علينا أن نشاهدها معه. |
| Andy, Andy! Bu reklamın çok önemli bir sahnesi. | Open Subtitles | آندي , آندي هذا مشهد أساسي من الدعاية |
| Bu konuda biraz tedirginim, Andy McGee. | Open Subtitles | أنا متوترة قليلا حول هذا ياآندي ميجي |
| Şef olmak için uğraştım ama o rolü Andy Sung'a verdiler. | Open Subtitles | لقد حاولت الحصول على دور الزعيم إلا انهم اعطوه لاندي سونج |
| Bu arada Andy'e birkaç aile albümümüzü gösterdim. | Open Subtitles | بالمناسبة لقد عرضت على آندي بعض من صور العائلة القديمة |
| Annem, babamın Andy ile otele gidecek olmasına, çok sinirleniyor. | Open Subtitles | أمي كانت جنون في أبي وقالت أنها تذهب إلى فندق باندي. |
| Andy'yi koruduğunu düşünmedikçe ecel ölümden daha kötüdür. | Open Subtitles | إلا إن كان يظن أنه رفع عن آندي مصيرا أسوء من الموت |
| -Sanki biraz o havada Andy Kaufman gibi | Open Subtitles | خائفون إنه جزء من العرض شئ شبيه بآندي كوفمان |