| Bu da, toplumda şu anda bazı fakir beyaz adamların neden bu kadar öfkeli olduğunu anlamama yardımcı oldu. | TED | وقد ساعدني هذا على فهم السبب في أن بعض الرجال الفقراء البيض غاضبين جدًا في هذه اللحظة في المجتمع. |
| Bu sonuç şunu anlamama yol açtı; insan somut, inkâr edilemez bir gerçek değildir. | TED | وهذا ما أوصلني إلى فهم أن الإنسان ليس حقيقة صلبة باردة. |
| Bu hikâye yaşadıklarımı anlamama yardımcı oldu. | TED | وقد ساعدتني تلك القصة على فهم تجربتي أكثر. |
| anlamama yardım et, yoksa Whitey ile konuşmaya gidiyorum. | Open Subtitles | من الافضل لك ان تساعدني على الفهم او سـ اذهب الى وايتـي |
| Benim kafamın içine girebilecek, ve şu söylenen "marka kişiliği" denilen şeyi anlamama yardım edecek birine ihtiyacım vardı. | TED | أنا بحاجة لشخص يمكن ان يدخل رأسي، شخص يمكنه مساعدتي حقا لأفهم ما يسمونه "شخصية العلامة التجارية." |
| İkimizin bir türlü konuşamadığımız konuları anlamama yardımcı oldu. | Open Subtitles | لقد ساعدتني كثير لفهم تلك الأشياء التي كنت أنا وأنت غير قادرين عن التكلم بها |
| Yani çoğu zaman hala zor da olsa, bu, böyle yerler, böyle düşünceler, ve sizin gibi açık görüşlü insanlar sayesinde toplumun daha toleranslı olduğunu anlamama yardım etti. | TED | برغم أنها ما زالت صعبه بعض الأحيان ساشرككم في أن ذلك ساعدني لأدرك أن المجتمع أكثر تسامحاً، بسبب أماكن مثل هذا المكان وأفكار مثل هذه وأشخاص مثلكم، بعقول متفتحه. |
| İhtişamını anlamama yardım etti... şimdi ben de ona hizmet etmek istiyorum. | Open Subtitles | وقد ساعدني في أن أتمكن من فهم عظمته وأنا الآن أرغب في أن أخدمه |
| Onların ölümünün senin niyetine nasıl hizmet ettiğini anlamama yardım et. | Open Subtitles | ساعدني على فهم كيف أن موتهم يخدم مشيئتك. |
| Basit bir solucanın anılarının nasıl işlediğini çözebilirsem insan beyninin karmaşıklığını anlamama yardımcı olur. | Open Subtitles | إذا وصلت الي كيفية عمل ذاكرة دودة بسيطة ذلك يساعدني بلا شكّ في فهم كيفية عمل الدماغ البشري المعقد |
| Esprileri anlamama faydası dokunuyor. | Open Subtitles | واشرب بعض الشراب الذي سيساعدني على فهم الامور المضحكة |
| Lois, bu film bir çok şeyi anlamama yardımcı oldu. | Open Subtitles | هذا الفيلم ساعدني في فهم الكثير من الأشياء |
| - anlamama yardım et .. sen tam olarak ne istiyordun? | Open Subtitles | حاولي مساعدتي على فهم ما الذي اتفقت عليه بالضبط. |
| Chloe, bu önemli olabilir. Lütfen, bize ne olduğunu anlamama yardım et. | Open Subtitles | كلويي,من الممكن ان يكون مهما في فهم ما يحدث لنا |
| Akıllı, tutkulu, ateşli. Gerçek kökenlerimi anlamama yardım etti. | Open Subtitles | إنها مذهلة ذكية، ملتهبة، ونارية حتى أنها ساعدتني على فهم أصولي |
| Biliyorum, bunların senin için hiçbir anlamı yok ama benim anlamama yardımcı olacak. | Open Subtitles | أعرف، أن هذه الأمور لاتعني شيئاً لكِ لكنها تساعدني على الفهم |
| - Ben-- Bana bakmıyorsun bile. anlamama yardım et. | Open Subtitles | أنتِ حتى لا تنظرين إلي لذا ساعديني على الفهم |
| - Şayet anlamama yardımcı olursan. | Open Subtitles | -اذا كان ذلك ما تقصدينه فساعدينى لأفهم |
| anlamama yardım et. | Open Subtitles | ساعدني لأفهم ما حدث |
| Seni dinlemek istiyorum Alex. anlamama yardım et. | Open Subtitles | .اليكس,انا اريد ان اسمعك,ساعدينى لفهم ما تقولين |
| Bölük pörçük şeyler, ama duyduklarım aileden birinin kendisini öldüreceğinden korktuğunu anlamama yetti. | Open Subtitles | فقك بعض الجمل و الكلمات, ولكنها كافية لأدرك انه كان خائفا من ان احد افراد العائلة سيقوم بقتله |
| Konuşun benimle. Sizin hikâyenizi anlamama yardımcı olun. Anlaştık mı? | Open Subtitles | ساعديني بفهم جانبكِ من القصة أظن بأن هذا عادل؟ |
| Şunu anlamama yardımcı olun yargıç Kibler Hill'in davasında rüşvet almadı mı? | Open Subtitles | الأن دعني أفهم هذا القاضي كيبلر لم يأخذ رشوة في قضية هيل هذا صحيح |
| Şunu anlamama izin ver. | Open Subtitles | دعني أستوضح هذا |
| anlamama yardım et. | Open Subtitles | ساعدني على أن اكون مثلك |