| İşte bu daha fazla gülebileceğini düşünmediğin anlardan biri. | Open Subtitles | هذا واحد من هؤلاء عندما تفكّر عن لاحقًا وتضحك فحسب. |
| İşte bu komada olduğuma mutlu olduğum nadir anlardan biri. | Open Subtitles | هذه واحدة من اللحظات التي أكون فيها سعيدًا لكوني بغيبوبة |
| Babamla geçirdiğim tüm harika zamanları hatırlamam gereken anlardan biri olduğunu hissediyorum şu an. | Open Subtitles | ... أحس أن هذه واحدة من اللحظات التي يجب أن أتذكر فيها كل الأوقات الرائعة التي مع أبي |
| Ama bu, o anlardan biri değil. | Open Subtitles | لكن ، يامستشار إنها ليست إحدى تلك الأوقات |
| Bu da o anlardan biri. | Open Subtitles | من الممكن أن يكون ذلك إحدى تلك الأوقات أو... |
| Bu da, o anlardan biri... bir adım geri çekilmen gereken, anladın mı? | Open Subtitles | هذه إحدى تلك اللحظات التي تحتاج أن تأخذ خطوة للوراء، صحيح؟ |
| Bu da diğer herkes gibi olmak istediğim anlardan biri. | Open Subtitles | "هذه إحدى تلك اللحظات التي أتمنّى فيها لو كنتُ مثل الآخرين" |
| Şu "tuhaf" anlardan biri yaşandı. | Open Subtitles | و اتضح بأنها واحدة من اللحظات التي يُقال فيها "ذلك غريب". |
| Ben buna fotoğrafçılıktaki belirleyici anlardan biri diyorum. | Open Subtitles | "واحدة من اللحظات الحاسمة في التصوير"، |