| Evet, o uzun zaman önceydi ama problemlerinizi anlayabiliyorum, Komiser. | Open Subtitles | كان هذا قبل وقت طويل لكنني على الأقل أفهم مشاكلك |
| William'ın seni neden sevdiğini anlayabiliyorum ve dahası seni neden bırakamayacağını da anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أفهم لماذا ويليام معجب بك جدا ولهذا لا أريد أن أتركك تذهبين |
| Sürücülerin neden bu pisti sevdiğini anlayabiliyorum. O kadar iç içesin ki! | Open Subtitles | أستطيع أن أفهم لماذا سائقي السباقات يحبون هذه الحلبه, لانك جزء منها |
| Wraithlerin bize gösterdiği hayaletlere benzemiyordu, ama Athosyalıların neden kafalarının karıştığını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | إنها لا تشبه الأشباح التى يجعلك الريث تراها ، لكنى أتفهم الأمر |
| Bak, neden kızgın olduğunu anlayabiliyorum ama hala tamamen adil olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أنا أتفهم لماذا أنتِ غاضبة لكني لا زلتُ لا أعتقد أنكِ عادلة. |
| Jerome, Valerie'nin sende ne bulduğunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أتدري يا جيروم، أتفهّم سبب اعجاب فاليري بك. |
| Evet, kocana hâlâ az da olsa sevgi duymanı anlayabiliyorum ama-- | Open Subtitles | حسنا, بالطبع يمكننى ان افهم انك تحتفظين ببعض المودة تجاه زوجك |
| Rehabilitasyon sürecinde çok şey öğrendim o yüzden seni anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أنا تعلمت الكثير والسهل خِلال هذا الوقت لذلك أنا أفهم |
| Dinle, yaptığı şeyin doğru değildi, ama neden yaptığını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | لا أوافق على ما فعله لكنني أفهم سبب قيامه بهذا |
| Bana yürüdüğünü anlayabiliyorum ama ne yazık ki tipim değilsin. | Open Subtitles | أفهم أنك منجذب إليّ لكن، أعتذر فلست من نوعي المفضل |
| Bütün bunların nasıl çalıştığını gerçekten hissediyor ve anlayabiliyorum. | TED | و أستطيع أن أشعر و أفهم كيف يعمل كل هذا. |
| Ve bunu anlayabiliyorum seks endüstrisinin neden güçlü duygulara sebep olduğunu. | TED | وأستطيع أن أفهم لماذا تثير صناعة الجنس مشاعر قوية. |
| Bakın, Leah'nın neler yaşadığını anlayabiliyorum çünkü bu toplulukla çalıştığım yıllar boyunca her gün gerçekle alakası bile olmayan hikayeler duyardım. | TED | انظروا، أستطيع أن أفهم من أين أتت لياه، بسبب السنوات التي عملتها مع المجتمع. أسمع أساطير كل يوم وهي غير صحيحة مطلقًا. |
| Bu çocuk Rachel'ı Will'i hatta Sam'i bile niye istiyor anlayabiliyorum ama ben? | Open Subtitles | أنتظري أتفهم إذا كان هذا الطفل يريد ريتشل ويل حتى سام, لكن أنا؟ |
| Karşı koyma dürtünüzü anlayabiliyorum. Ama gerçek şu ki: Hemen kaçmazsak, hepimiz öleceğiz. | Open Subtitles | أتفهم حافزكم هذا، لكن إذما لم ننسحب الآن فجميعنا سنلاقي حتفنا ها هنا. |
| Bu kadar rezil bir durumu, farkına varmanın ne kadar korkunç olduğunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | فقط، أتفهم إلى أي درجة يمكن أن يكون هذا مخيفًا، اكتشاف كل الفظاعة. |
| Buraya taşınmamdan neden rahatsız olduğunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أتفهّم لماذا تشعرين ببعض التهديد بشأن انتقالي إلى هنا |
| "Stephanie, bana neden kızdığını anlayabiliyorum. | Open Subtitles | ستيفانى, لا استطيع ان افهم لماذا انت غاضبة منى |
| Hislerini anlayabiliyorum, ama olur böyle şeyler. | Open Subtitles | استطيع ان اتفهم كيف تشعر لكن هذه الاشياء تحدث |
| Bir şeylerin neden bazı insanlara karışık geldiğini anlayabiliyorum. | TED | لذلك يمكنني فهم لماذا قد تكون الأمور محيرة للبعض. |
| Kendimi daha net bir şekilde görebiliyorum da ve istediğim şeyin makul olarak istenebilecek olandan daha fazlası olduğunu anlayabiliyorum. | TED | ولكن يمكن أن أرى نفسي بوضوح أكثر، وأستطيع أن أعترف بأن ما أريده في بعض الأحيان هو أكثر من المعقول. |
| Tabii savaşarak ölme arzunu da anlayabiliyorum. | Open Subtitles | ومع ذلك، فإنّي أعي رغبتكَ بالموت في قتالٍ. |
| Uyuşturucu etkisindesin. Bunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أنت عالي على المخدّراتِ، أنا يُمْكِنُ أَنْ أَرى ذلك. |
| Babamı ve seni anlayabiliyorum ama yine de bunun için sizi affedemiyorum. | Open Subtitles | أستطيع فهمك أنت وأبي لكنّي ما زلت لا أستطيع غفرانك بهذا |
| Bence Fransızca konuştuğunda seni daha iyi anlayabiliyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه يمكن أن أفهمك على نحو أفضل عندما تكلمين الفرنسية |
| Araba sürüşünü gördüm, sebebini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني رؤية هذا من طريقة قيادتك ماذا فعلت؟ |
| Olay karşılık vermeği istemeniz ve bunu da anlayabiliyorum. | Open Subtitles | ذلك بخصوص رغبتك بالرد .. وأتفهم ذلك أيضاً |
| Vücut dilinden, bir önce buradan gitmemi istediğini anlayabiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني معرفة من لغة جسدكِ، أنكِ تتطلعين لمغادرتي |
| Ridley'in annesinden nasıl nefret ettiğini anlayabiliyorum ama bu noktaya kadar gelmesi inanılmaz. | Open Subtitles | أَفْهمُ كَمْ ريدلي يُمْكِنُ أَنْ يَكْرهَ أمَّه لكن هذه... |