| Öte yandan, şu an evrenin ne kadar yaşlı olduğunu anlayabiliyoruz. | TED | على الجانب الآخر ، يمكننا الآن ان نفهم كم عمر الكون |
| Biz birbirimizi konuşmadan da anlayabiliyoruz. Buna sessiz iletişim deniyor. | Open Subtitles | نحن نفهم بعضنا البعض بدون التحدث، إنه تواصل غير لفظي |
| Uyurken meydana gelen beyin dalgalarındaki değişimi anlayabiliyoruz. | TED | يمكننا أن نفهم التغير في الأمواج الدماغية الذي يحدث خلال النوم. |
| Bu seçimlerin nereden geldiğini anlayabiliyoruz ama bu doğru bir yaklaşım değil. | TED | ونحن نتفهم المبدء الذي تنتج منه مثل تلك الحلول ولكن ليست هذه الطريقة الصحيحة |
| Demek istediğim onu neden düşündüğünü anlayabiliyoruz fakat hepimiz iyiyiz. | Open Subtitles | أعني، يمكننا أن نتفهم لم تفكر بذلك لكننا بخير |
| Hormonlarının, beynini esir almasını anlayabiliyoruz ama seks için para ödemek de nereden çıktı? | Open Subtitles | نتفهم أن هرموناتك تؤثر على عقلك ولكن لمَ أنت بحاجة للدفع مقابل الجنس؟ |
| Cok guzel. Kuslar, biz anlayabiliyoruz, bilgisayar modellemesinden, bizce neler olup bittigini (anlayabiliyoruz). | TED | إن ذالك لرائع. إن الطيور، يمكننا أن نفهم و لو جزئيا، نعتقد، من خلال هذا النموذج، ما يحدث. |
| Kristal'in bize öğretebileceklerinin yalnız bir kısmını anlayabiliyoruz, | Open Subtitles | اعتقد اننا نفهم فقط جزءا بسيطا مما يمكن ان يعلمنا اياه حجر الكريستال |
| Sen ve ben birbirimizi anlayabiliyoruz, Çünkü, benzer insanlarız. | Open Subtitles | أنا وأنتي نفهم بعضنا لأننا مخلوقان متشابهان |
| Dinle, ikimiz de nörolog değiliz ama seksin biyokimyasını anlayabiliyoruz. | Open Subtitles | إسمع ؟ لا أحد منا عالم أعصاب لكن كلانا نفهم الكيمياء الحيوية للجنس |
| Bziler şanslıyız ki, düşenebiliyor ve olanları anlayabiliyoruz... ama son zamanlarda kilise için bazı şeyleri anlamak zor. | Open Subtitles | نحن المحظوظون باعتقادنا أننا نفهم الأمور. لكن مؤخراً، أمسى عسيراً على الكنيسة أن تفهم الأمور. |
| Bu çıkmaz sokaktaki ilişkilerin karışık olduğunu anlayabiliyoruz... | Open Subtitles | نحن نفهم أن العلاقات في المبادلة كانت معقدة. |
| Üzerinizdeki baskıyı anlayabiliyoruz. Ama izin verin de biz de işimizi yapalım. | Open Subtitles | نفهم مقدار الضغوط المحيطة، ولكن رجاءً تنح ودعنا نقم بعملنا |
| Fotosentezin nasıl işlediğini kimyasal bir seviyede anlayabiliyoruz. | Open Subtitles | بإمكاننا ان نفهم على المستوى الكيميائي كيفية عمل التمثيل الضوئي |
| Kadınlarla aramız olmayabilir ama bu sayede kadınları gerçekten anlayabiliyoruz. | Open Subtitles | قد لا نحصل على النساء، لكن هذا يسمح لنا أن نفهم النساء حقًا. |
| Gerçi geçmişe bakarsak ona neden inanmadığınızı da anlayabiliyoruz! | Open Subtitles | نتيجة افعاله السابقة, نتفهم تماماً لماذا لا تصدقه! |
| Gerçi geçmişe bakarsak ona neden inanmadığınızı da anlayabiliyoruz! | Open Subtitles | نتيجة افعاله السابقة, نتفهم تماماً لماذا لا تصدقه! |
| Fakat en azından biz, birbirimizi anlayabiliyoruz. | Open Subtitles | ولكننا على الأقل نتفهم بعضنا الآخر |
| Bunların tümünü kesinlikle anlayabiliyoruz. | Open Subtitles | نحن نتفهم ذلك بالتأكيد. |
| Sorun yok Tom. Hayal kırıklığını anlayabiliyoruz bu yüzden FBI'ı yardım için çağırdık. | Open Subtitles | لا بأس,توم نتفهم إحباطك |
| - Üzgünüm. - Hayır, anlayabiliyoruz. | Open Subtitles | -لا,نحن نتفهم . |