| anlayacağınız, yasada kurbanların failleri affetmelerine izin vererek hapisten kurtulmak için bir boşluk vardı. | TED | كما ترون هناك ثغرة في القانون تسمح للضحية بمسامحة الجاني وبالتالي يتجنبون السجن. |
| anlayacağınız ben casusluk filmleriyle büyüdüm. | Open Subtitles | كما ترون لقد نشأت في مشاهدة أفلام التجسس |
| Yani anlayacağınız yaptığım bu işin en iyisiyim diyebilirim. | Open Subtitles | كما ترون , انا اغتنم فرصة عظيمة للفخر بسلالتى بينما ازاولها |
| Bayım anlayacağınız... | Open Subtitles | ..آاه، حسنا يا سيدي ..كما ترى يا سيدي.. |
| anlayacağınız, fakirlik. | Open Subtitles | الفقر هو السبب كما أعتقد |
| anlayacağınız üzere, batı gelenekleri insanlığın yaptığı en büyük kötülüklerin bencillikten doğduğunu varsayarak hataya düşerler. | Open Subtitles | كما ترون التقاليد الغربية تعاني من ذلك الإفتراض المسبق بأن |
| İşin için buradayız, sizin de anlayacağınız gibi. Kulübe bakıyoruz. | Open Subtitles | نحنُ هنا من أجل عمل تجاري ، كما ترون نحنُ نتفحص النادي |
| anlayacağınız üzere intikam vazifemde bana katılmadan önce sadakatinizden emin olmak zorundaydım. | Open Subtitles | ..كما ترون ..تحتّم عليّ أن أتيقّن بأنكم رجالٌ مخلصون قبل أن أثقَ بكما للانضمام إلى مسعاي الانتقاميّ |
| anlayacağınız sayın yargıç annemin yüzünden başkaları gibi olma şansını yakalayamadım. | Open Subtitles | إذن كما ترون حضراتكم وبفضل أمي لم تكن لدي الفرصة في اكون مثل الآخرين |
| anlayacağınız üzere müzik hayatımı kurtardı. | Open Subtitles | كما ترون الموسيقا أنقذت حياتي |
| Sizin de anlayacağınız gibi yararımıza olan tek gerçek Lunden'in tamamının savunulamayacak kadar büyük olduğu. | Open Subtitles | كما ترون ، الحقيقة الوحيدة التي في صالحنا هو أن (لندن) لا يمكن الدفاع عنها بل هي كبيرة جدا |
| anlayacağınız çocuklar, iki balık birbirini sevdiğinde... | Open Subtitles | حسنًا كما ترون يا رفاق، |
| Sizin de anlayacağınız gibi yararımıza olan tek gerçek Lunden'in tamamının savunulamayacak kadar büyük olduğu. | Open Subtitles | كما ترون ، الحقيقة الوحيدة التي في صالحنا هو أن (لندن) لا يمكن الدفاع عنها بل هي كبيرة جدا |
| Yani anlayacağınız, kadınların gazabı cehennemde yoktur. | Open Subtitles | حسنًا، كما ترى يا سيدي "غضبها ليس في محلّه" |
| anlayacağınız, fakirlik. | Open Subtitles | الفقر هو السبب كما أعتقد |