| Kendilerinin haklı olduğunu, benim onlardan daha iyi olmadığımı, anlayacaklardır ve bu, kesinlikle anlamalarını istemeyeceğim bir şey. | Open Subtitles | سيتفهمون انهم كانوا محقين انني لست أفضل منهم وهذا بالظبط ما افعلة لا اريدهم أن يتفهموا |
| Ama onlara ne olduğunu anlatırsan, anlayacaklardır. | Open Subtitles | لكن إذا اخبرتهم ما حدث ، سيتفهمون الوضع. |
| Bence Asgardlılar dost bir Jaffa'yı tuzağa düşürmeyi düşünmemişlerdi. anlayacaklardır. | Open Subtitles | أنا متأكد ان الأسجارد لم يتوقعوا أن يأسروا . جافا صديق , أعتقد أنهم سوف يتفهمون الوضع |
| Ona verdiklerim sahte. İlk harcayacağı yerde anlayacaklardır. | Open Subtitles | لقد اعطيته مالاً مزوراً سيكتشفون الامر عند اول محل يستخدمون فيه المال |
| Sabah onu göremediklerinde arkadaşları bir şeylerin ters gittiğini anlayacaklardır. | Open Subtitles | وهكذا عندما لا يذهب غدا أصدقاؤه سيعرفون أن هناك مشكلة |
| Balo salonunu kapatmamız gerektiğini söyle işte. anlayacaklardır. | Open Subtitles | أخبرهم أنه توجَّب علينا إغلاق قاعة الرقص, و سيفهمون ذلك |
| Ağızlarına bir silah doğrulttuğunda hemen anlayacaklardır. | Open Subtitles | سيدركون هذا بالمسدس الذي تحشره في أفواههم. |
| Bak, LAPD resmi bir soruşturma açtı, ancak onlar da kıçımızın üzerinde oturmayacağımızı anlayacaklardır. | Open Subtitles | ستقود شرطة لوس أنجلوس التحقيق، لكني متأكدٌ من أنهم سيتفهمون بأننا لن نترك الأمر و شأنه. |
| Eminim ailen ve arkadaşların, acını dindirme kararını anlayacaklardır. | Open Subtitles | أنا متأكدة بأن عائلتكِ و أصدقائك سيتفهمون قراركِ بأنهاء الألم |
| - Her şeyi anlattığımda anlayacaklardır. - Anlamayacakları benim. | Open Subtitles | سيتفهمون عندما اخبرهم بكل شيء انهم سيفهموني انا و"نيجل" |
| Bir fırsat verdiğinde seni de anlayacaklardır. | Open Subtitles | انهم سوف يتفهمون إذا أعطيت لهم الفرصة. |
| O zaman tüm bunları ailene anlat. anlayacaklardır. | Open Subtitles | اذاً اخبري والديك كل هذا و سوف يتفهمون |
| Değiştirmek istediklerinde anlayacaklardır. | Open Subtitles | حسناً سيكتشفون ذلك عندها سيُحاولونَ إعادته |
| Polisler puşttur ama mal değiller. Arabada olmadığını anlayacaklardır. | Open Subtitles | الشرطة حقراء ولكنّهم ليسوا أغبياء سيكتشفون بأنّكَ لستَ داخل السيّارة |
| Ayrıca, bunu söylersem insanlar, senin benim annem olduğunu anlayacaklardır. | Open Subtitles | بالإضافة إلي أن الناس سيعرفون أنكي والدتي لو قلت ذلك |
| Kolorektal kanser için yapılan taramanın bir parçası olan kolonoskopiyi yaptıranlar neyi kastettiğimi anlayacaklardır. | TED | والذين قاموا منكم بعملية تنظير للقولون كجزء من برنامج الكشف سيعرفون عما أتحدث |
| Bren'in'e neden karşı geldiğini güç topladıkları için işlerin sarpa sardığını anlayacaklardır. | Open Subtitles | سيفهمون سبب تحديك للقائدةوكيففشلالأمركله.. لأنهكانهناكقوة مننوعما.. |
| Baskı altında olduğunu anlayacaklardır. | Open Subtitles | سيدركون أنّه قد تمّ إكراهه |
| Sinirlenecekler ama anlayacaklardır. | Open Subtitles | وسيكونا غاضبين، ولكنّهما سيتفهمان الأمر. |
| Ana, haydi kamplarına gidelim. Kazaydı, durumu anlayacaklardır. | Open Subtitles | آنا، لنعد فقط لمعسكرهم لقد كان حادثاً، سيتفهموا الأمر |
| - Yetişkin oldukları için anlayacaklardır. | Open Subtitles | لا تكن أحمقاً بنيّ كبالغين سيتفهّمون الأمر |
| Eğer dediğin gibi bizi takip ediyorlarsa, geldiğimizi anlayacaklardır. | Open Subtitles | لو كانوا قادرين على ..تتبعنا كما قلت فسيعلمون أننا قادمون من أجلهم |
| İlk taşı koyduğumuz gün sonunun nereye varacağını Konstantin de Papa da, Latin devletleri de anlayacaklardır Sultan'ım. | Open Subtitles | منذ اللحظة التى نضع فيها الحجر الأول... (قسطنطين) والبابا والحكام اللاتينيين.. سوف يعلمون ما تفعل.. |
| Zorla uyuşturucu madde verdiğimizi anlayacaklardır. | Open Subtitles | هم سَيَكتشفونَ انه تم اعطاءه المخدرات بالقوه. |