| Ben ölünce ne iyi bir dost olduğumu anlayacaksınız. | Open Subtitles | عندما اموت وارحل ستعرف كم كنت صديقا مخلصا لك |
| Ben kükreyemiyorum bile. Varlığımı nasıI anlayacaksınız? | Open Subtitles | أنا لا أستطيع أن أزأر كيف ستعرف أنني هناك ؟ |
| Ve nihayet zavallı Buddy hakkında anlamanız gerekenleri anlayacaksınız. | Open Subtitles | ثم ستفهم مهما يمكن أن تفهم عن المسكين هذا |
| Fazla tedbirli davranıyormuş gibi görünmek istemiyorum ama yakında neden bunu aramızda tutmak isteyeceğimizi anlayacaksınız. | Open Subtitles | لا أريد أن أبدو مغالية في الاحتياطات، لكنّي أظنّ أنّك ستفهمين قريباً لم سنريد إبقاء هذا الأمر بيننا. |
| Ordaki çocklar da biliyor. Ve sanırım yakında siz de anlayacaksınız | Open Subtitles | و هؤلاء الاطفال يعرفون و اعتقد انك قريبا ستعرفين ايضا |
| yani beni bir kaç dakika daha dinlemenizi istiyorum işte o zaman onun neden orada benimse burada olduğumu anlayacaksınız. | TED | لذا فقط اود منكم ان تنصتو لدقائق معدودة و ستفهمون لم هو هناك و انا هنا. |
| Sonra bir gün bir striptizciyle çıkacak ve onunla evliliğin eşiğinden döndükten sonra da striptiz kulüpleriyle işinizin bittiğini anlayacaksınız. | Open Subtitles | و بعدها ، يوما ما ستواعدان راقصة متعرية و تكادون تتزوجونها ، وبعد ذلك ستدركان أنكما اكتفيتما من الملاهي الليلة |
| İkiniz de kaderinizde olmadığını anlayacaksınız. | Open Subtitles | سيكون مرعب ستدركون أنه ليس مقدر لكم أن تكونوا معاً |
| Ama kozaya dönüştüğünüz zaman o zaman anlayacaksınız. | Open Subtitles | لكن متي يجب أن تدور داخل شرنقة أنت يومها ستعرف وبعد ذلك تتحول الي فراشة جميلة |
| Ve neden öyle dendiğini onu keşfetmeye başladığımızda anlayacaksınız. | Open Subtitles | وبينما نبدأ فى استعراضهـا ستعرف سبب التسمية |
| Böylece ödemesinin yapıldığını anlayacaksınız. | Open Subtitles | و ستعرف أنت أنه تم الدفع من أجله نوفي ؟ |
| Ordu donatımı anlamıyorsanız emri nasıl anlayacaksınız? | Open Subtitles | إذا لم تستطيع أن تفهم الإحداثيات العمودية إذاً كيف ستفهم الأوامر؟ |
| Bana gelince neden sizin teşkilatta görünmek istemediğimi anlayacaksınız. | Open Subtitles | أمّا بالنسبة لي، ستفهم لاحقاً لماذا لا أرغب بأن يراني أحد برفقتكم |
| Biliyorum ki bir gün bu videoları izlediğinizde tedaviye son vermenin ne kadar yanlış olduğunu anlayacaksınız. | Open Subtitles | اعلم بانه يوم ما عندما تشاهد ذلك التصوير ستفهم كم كنت مخطئاً بايقافك للعلاج |
| Pekâlâ, sinirli olduğunuzu görüyorum ama biraz sonra siz de anlayacaksınız. | Open Subtitles | ،حسناً، يمكنني أن أرى انك منزعجة ...لكن أعدك خلال لحظة، ستفهمين |
| Eğer izin verirseniz, anlayacaksınız. | Open Subtitles | ،إذا تركتيني فقط أوضّح ستفهمين |
| Onları görünce, adımın ne olduğunu anlayacaksınız. Onlar, benim taklitçilerimdi. | Open Subtitles | ستعرفين إسمي عندما تريهم لقد كانوا دجالين |
| Şimdi, biliyorum ki bunlar size kafa karıştırıcı geliyor ama yakında hepiniz neden bahsettiğimi anlayacaksınız. | Open Subtitles | وفيلسوف اخلاقي والآن انني على علم ان هذا يبدو مشوشاً لكم جميعاً لكن قريباً , ستفهمون ما اتكلم عنه |
| Böylece yumruklarınızı savuşturmama bile gerek olmadığını anlayacaksınız. | Open Subtitles | ستدركان أنّي في غنى عن تجنّب لكماتكما. |
| O pornoyu izlemiştim. Hatta ben yazdım. Ne zaman hayatım ile porno arasındaki tek farkın yalnızca benim hayatımın daha ışıltılı olması olduğunu anlayacaksınız? | Open Subtitles | ـ بل لقد صنعته أنا ـ متي ستدركون يارفاق أن الفارق بين حياتي الحقيقة |
| Eğer almazsanız, kesinlikle anlayacaksınız okuyucuları ve onu köylü sevgilisi hindistan cevizi önerileri. | Open Subtitles | متأكدٌ أنكَ ستتفهم إن لم أقبل نصيحة قارئة كفٍِ حسناء وحبيبها الفلاح |
| Büyüdüğünüzde doğruluk ve adalet için mücadelede kendi mutluluğundan nasıl fedakârlık ettiğini anlayacaksınız. | Open Subtitles | عندما تكبرن, ستفهمن كيف أنها ضحت سعادتها في الحرب من أجل العدل والحقيقة |
| Ve en önemlisi ise efendim her şeyi anlayacaksınız ama kimseye açıklayamayacaksınız. | Open Subtitles | وأكبر شيء يا سيدي هو أنك سوف تفهم كل شيء ولكن لن تكون قادرة على شرح ذلك لأحد. |
| Şimdi ne demek istediğimi anlayacaksınız. | Open Subtitles | من نصاب كبير أحضرناه للبرنامج وسوف ترون ما أعنيه |
| Geriye dönüp lise günlerinize baktığınızda zamanınızı boşa harcamadığınızı anlayacaksınız. | Open Subtitles | هل تريدوا أن تتذكروا أيامكم هنا وتعرفوا بأنكم أحسنتم إستغلالها علي أفضل وجه؟ |
| Size söyleyemem -- aile işi hikayesi: anlayacaksınız -- babam olabilecek en samimi insandı. | TED | لا أستطيع أن أخبركم، قصة عمل العائلة، سوف تفهمون أن كان أبي من أكثر الناس اخلاصا على الاطلاق |
| Ve büyüdüğünüz zaman siz de anlayacaksınız. | Open Subtitles | وعندما تكبران، ستفهمان |
| - Ciddi olduğumu anlayacaksınız. - Öyleyse o şapkayı niye takıyorsun? | Open Subtitles | ستكتشفون أنني جادة تماما في الأمر- إذن لم ترتدين تلك القبعة؟ |