| anlayamayacağım kadar derin çünkü seninle hiç yatmadık. | Open Subtitles | أعمق مما يمكن من المحتمل أن أفهمه لأننا لم نمارس الجنس معاً أبداً. |
| anlayamayacağım ıvır zıvırla vaktimi harcamak istemiyorum. | Open Subtitles | المتبقى لى و لا أضيع مزيدا من الوقت على هذا الهراء الذى لا أفهمه على أي حال |
| İnsanlar arasında, kayıt edemeyeceğim hiçbir an yok ve anlayamayacağım da hiçbir yöntem yok. | Open Subtitles | ليست هناك أي لحظة في حياة البشر أعجز عن تسجيلها و ليس هناك وسيلة أعجز عن فهمها |
| Senin dünyandan asla anlayamayacağım şeyler var. | Open Subtitles | هناك أشياء لن يمكنني فهمها أبداً في عالمك |
| Asla bilip anlayamayacağım şeyler karşısında her yıl biraz daha alçakgönüllü oluyorum. | Open Subtitles | كل سنة, يبدو وكأني أزداد تواضعاً وأزداد عجزاً أمام الأشياء التي لن أعرفها أو أفهمها أبداً |
| Sadece asla anlayamayacağım eski yöntemler. | Open Subtitles | الأمر فقط , يوجد طريقة قديمة في فعل الأشياء أنا لن أفهمها أبداً |
| Onu kurtaramadın ve muhtemelen bu yüzden benim anlayamayacağım kadar çok üzülüyorsundur. | Open Subtitles | أنت خذلتها وهذا لابد يؤلمك بشدة أكثر مما سأفهم أنا ابداً |
| Daphne'ye göre, ben bunu asla gerçekten anlayamayacağım. | Open Subtitles | (و على حسابُ ظنُ (دافني أنا لن أفهمَ ذلك حقاً |
| - Ama Enrique, yani, Enrique beni yeni kültürlerle, sanatlarla ve büyük ihtimalle hiç anlayamayacağım kelimelerle tanıştırıyor. | Open Subtitles | أعني إنريكي هو... إنه يقدمني إلى ثقافات جديدة , إلى الفنون إلى عالم لا أفهمه |
| Ayak bileklerini neden o beyaz çizmelerle kapattığını... hiç anlayamayacağım. | Open Subtitles | لِم تغطي كاحليها بهذا الحذاء ...الأبيض اللعين الطويل هذا ما لن أفهمه قط. |
| Asla anlayamayacağım ya da affedemeyeceğim birşey. | Open Subtitles | شئ لن أفهمه أو اسامحه. |
| Bunu asla anlayamayacağım. | Open Subtitles | وهو ما لن أفهمه أبداً |
| Asla anlayamayacağım ve hayal dahi edemeyeceğim şekilde insanların hayatını yok etme yöntemlerini daha sonra öğrendim. | Open Subtitles | ثم تعلمت منه الطرق التي دمر بها حياة الناس بطرق لن استطع فهمها او تخيلها |
| Kendi başıma anlayamayacağım bazı şeyleri anlamama yardımcı olabilir. | Open Subtitles | إنها قد تتمكن من مساعدتي في معرفة... بعض من الأمور بشأن كينونتي... التي لا يمكنني قط فهمها من تلقاء نفسي. |
| Senin hakkında, anlayamayacağım şeylerin olduğu konusunda, Beni uyarmıştın. | Open Subtitles | حذرتني بأن ثمة أمور تتعلق بك لن أفهمها |
| "İçimde bir penis olmadan bunu asla anlayamayacağım!" | Open Subtitles | أوه , لن أفهمها أبداً بدون قصيب بداخلي |
| Hiç anlayamayacağım biçimde eğitilmişler. | Open Subtitles | لقد أُختبروا بطرق لا أفهمها |
| Tarihle neden bu kadar az insanın ilgilendiğini hiç anlayamayacağım sanırım. | Open Subtitles | لا أظنني سأفهم لمَ لا يهتم الناس بالتاريخ |
| - Bunu asla anlayamayacağım. | Open Subtitles | -لا أعتقدُ أنني سأفهم هذا يوماً . |
| Asla anlayamayacağım bu dünyayı. | Open Subtitles | لن أفهمَ هذا العالمَ مطلقاً |
| Ama içkilere neden daha fazla buz koymadıklarını hiç bir zaman anlayamayacağım. | Open Subtitles | ولكن لما لايضعون الكثير من الثلج في مشروبهم لن افهم ذلك بالمرة. |
| Yaşadığım sürece senin türünü hiç anlayamayacağım. | Open Subtitles | لن أفهمكم أيها البشر طالما أنا حي |