| Amerika'da siyah biri olmakta anneliği zormuş gibi gösteren bir şey var. | TED | هناك شيء ما حول كونك أسودًا في أمريكا مما جعلت الأمومة تبدو معقدة. |
| Tarihi bir hatırlatma olarak Amerika'da siyah biri olmak anneliği yas tutmak gibi hissettiriyor. | TED | كتذكير تاريخي هناك شيء ما حول كونك أسودًا في أمريكا مما جعلت الأمومة تبدو مثل حالة حداد. |
| Göremediğim anneliği senden almak için buraya gelip duramam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أعود إليك دائماً بحثاً عن الأمومة التي افتقدتها |
| Kırk yıl düşünsem anneliği becereceğim aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | آخر شئ توقعت أن أكون جيدة فيه هو أن أصبح أماً |
| Benim gibi anneliği tadacağın için çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | أنا متشوقة جداً من أجلك بأن تختبري سعادة أن تكوني أماً , مثلي أنا |
| Hem bir haftalık yaptığım sınıf anneliği görevim bugün bitiyor. | Open Subtitles | بالإضافة الى إنقضاء أسبوعي كأم مساعدة الآن |
| Bebeğini işe mi getirdin? anneliği de içeriyor olabilirim. | Open Subtitles | أنا أبدو كأم لكن لا يعني هذا أني كذلك |
| Ufacık bir şey için çok fazla zahmet. anneliği seviyorum. | Open Subtitles | يبدو إني سأواجه المتاعب من أجل شيئ تافه كما بالأمومة |
| Yapamadığı anneliği asla telafi edemeyecek. | Open Subtitles | بأنها لن تكون أبدًا الأم التي يجب أن تكون عليه |
| Göremediğim anneliği senden almak için buraya gelip duramam. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع الاستمرار في الحضور إليك لأجل الأمومة التي لم أحصل عليها. |
| Ona gereken anneliği yapabilecek birini bulabilmesi için çok dua ettim. | Open Subtitles | دعوتُ بشدّة أنَّ شخص آخر قد يقدم له هذهِ الأمومة التي احتاجها |
| Hiçbir şey anneliği sogulama gibi dile getirmez. | Open Subtitles | حسنا، لا شيء يقول الأمومة مثل الاستجواب |
| Dünyadaki kadınlar siyasi, sosyal ve ekonomik eşitlik elde etmek için mücadele ederlerken, anneliği, kadınlığın merkezi, çekirdek yönü olarak değil, kadınları harika yapan şeylerin pek çok potansiyel özelliklerden biri olarak yeniden düşünmeliyiz. | TED | وبينما تكافح النساء حول العالم لتحقيق المساواة السياسية والاجتماعية والاقتصادية، يتوجب علينا إعادة النظر في الأمومة ليس كجانب مركزي وجوهري للأنوثة، بل كأحد الجوانب الكثيرة الكامنة التي تجعل النساء رائعات. |
| Kadınların şunu bilmesini istiyorum; anneliği kucaklamak da vazgeçmek de senin seçimin ve bunun senin değerin ve kişiliğinle hiçbir bağı yok, eş olarak, yetişkin olarak, kadın olarak.. | TED | أريد النساء أن يعلمن بأن قرارك في قبول الأمومة أو الامتناع عنها ليس متعلق بأي طريقة بهويتكم أو قيمتكم كزوجات،كبالغات،أو كنساء..... |
| Biliyorsun, bir çocuğum olmak üzere, ve görevliyi etkilemem için sizin yakınlığınız ve Nora'nın da süper anneliği gerekiyor. | Open Subtitles | حسناً,كما تعلم,أخيراً أنا على وشك الحصول على طفل وأخمن أن هذا يجعلك أقرب و... بالإضافة أنني بحاجة لأن تكون (نورا) أماً خارقة لتدهش الموظفة الإجتماعية |
| Bu Bayan Whedon'un kariyeri ile anneliği arasında denge kuramamasına güncel basit bir örnek. | Open Subtitles | (هذا مثال حديث على عدم قدرة الآنسة (ويدون على الموازنة بين عملها كأم و كامرأة عاملة |
| anneliği beceremediğimi mi? | Open Subtitles | اننى فشلت كأم ؟ |
| anneliği yaşamayacağımı bir şekilde kabullenmiştim. Yani büyük bir şok oldu bana. | Open Subtitles | أن أقبل بالأمومة لم يكن موضع نقاش وبالتالي فقد كانت صدمه بحق |
| Asla yapamadığım anneliği yapma fırsatı. | Open Subtitles | فرصه لأكون الأم التي يجب علي أن أكونها |