| Ama gerçekçi olun, Majesteleri. Sizi antlaşmayı imzalamaya zorlarlar. | Open Subtitles | و لكن يا مولاتي، كوني واقعية سوف يُجبرونك على توقيع المعاهدة. |
| - antlaşmayı boşver. - Müttefiklerimizden biri yardım eder. | Open Subtitles | الإلتفاف على المعاهدة حسنا أحد حلفائنا سيساعد |
| Toplu Şirketleri ve Ticaret Loncasını ikna edip antlaşmayı imzalatmalıyız. | Open Subtitles | علينا إقناع النقابة التجارية والحلف المشترك بتوقيع المعاهدة |
| Bir general olarak, görkemli mazini sana unutturan ve böyle bir antlaşmayı imzalattıran şey neydi? | Open Subtitles | ماالذى جعلك أن تنسى ماضيك المجيد كجنرال والتوقيع على معاهدة من هذا القبيل؟ |
| Arapaho ve Karaayaklardan antlaşmayı onsuz imzalamayı isteyeceğim. | Open Subtitles | والارباهو والبلاكفيت ان يوقعوا الاتفاقية بدونه |
| Asgard'ın yardımı olsun ya da olmasın antlaşmayı koruyabilirsiniz. | Open Subtitles | هل ستكونون قادرين على الحفاظ على المعاهدة مع أو بدون مساعدة من ألأسغارد كم محرك فوق فضائي ستعطونا |
| Eğer Rusya başkanı, Amerikan topraklarında öldürülürse... bu sadece antlaşmayı geçersiz kılmakla kalmaz... | Open Subtitles | لو قتل الرئيس الروسي في أمريكا هذا لن ينتهك المعاهدة |
| Şerif, Kral'ın doğum günü için eğlence düzenliyor ama aslında eğlence Kara Şövalyeler'in antlaşmayı imzalaması adına. | Open Subtitles | يستضيفون إحتفال لعيد ميلاد الملك. بينما في الحقيقة الإحتفال للفرسان السود بتوقيعهم المعاهدة. |
| antlaşmayı kasa odasından almamız lazım. | Open Subtitles | نحن يجب أن نحصل على المعاهدة من الغرفة المُحكمة. |
| antlaşmayı imzalamayacağım! İmzalamayacağım. Söyle onlara! | Open Subtitles | أنا لن أوقع على المعاهدة, لن أوقعها اذهب وأخبرهم |
| Kralınla olan antlaşmayı bozmuş sayılır. | Open Subtitles | ومن الواضح أنه يريد نقض المعاهدة مع ملكك |
| İmparator, bu antlaşmayı gerçekten istiyor mu? | Open Subtitles | هل الإمبراطور صادق في الحقيقة حول هذه المعاهدة? |
| Bu antlaşmayı korumak için ne kadarı gerekiyorsa. | Open Subtitles | بقدر ما هو ضروري للحفاظ على هذه المعاهدة |
| antlaşmayı imzalamaya 3 saat kaldı. | Open Subtitles | نحن على بعد ثلاث ساعات من توقيع المعاهدة |
| Sayın Başkan, Ruslar bu antlaşmayı yok etmeye çalışıyorlardı. | Open Subtitles | سيدتي الرئيسة، الروس ما انفكوا يحاولون تدمير هذه المعاهدة |
| Eğer bilseydi, bu antlaşmayı imzalar mıydı? | Open Subtitles | أتظنين أنها سترغب بتوقيع تلك المعاهدة إذا عملت بذلك؟ |
| antlaşmayı imzalamak için daha ne kadar düşüneceksiniz? | Open Subtitles | كم من الوقت تعتقد ان المعاهدة سوف يتم اقرارها؟ |
| O zaman hem antlaşmayı hem de yaratığı elde edebiliriz. | Open Subtitles | اذن يمكننا الحصول على المعاهدة و المخلوق |
| Şimdi, Genel vali, yeni bir antlaşmayı konuşacağız. | Open Subtitles | والآن، أيها النائب، سنناقش معاهدة جديدة. |
| Tıpkı Kırmızı Bulut'a sekiz yıI önce yaptığımız gibi... burada oturup o yarım yamalak, gayrı Meşru antlaşmayı imzaladığımızda... hani şu siz altın arayıcılarını Bir sürü altının olduğu yere... gitmek yerine buraya bağlayan antlaşmayı imzaladığımızda... | Open Subtitles | كما طردنا ريد كلاود قبل ثمان سنوات عندما جلس في هذه الغرفة ووقع الاتفاقية السابقة الاتفاقية التي جعلتكم ايها السادة محبوسين في هذا الجانب |
| Bu anlaşma Avrupa tarihinde yeni bir çığır açacak ve bu antlaşmayı imzalayan her devlet dünya barışı ve güvenliğini korumayı kabul etmiş olacak. | Open Subtitles | المعاهده جديده كلياً في تاريخ أوروبا تُلزم موقعيها بمباديء الأمن الجماعي والسلام العالمي |
| İmparatorun aramızdaki antlaşmayı uzatmak için sizi gönderdiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم ان الإمبراطور قد أرسلك لتجديد معاهدات السلام معنا. |
| Askeri operasyonlarımız, antlaşmayı ihlâl etmenize cevaben yapılıyor. | Open Subtitles | عملياتنا العسكرية هي رداً صرفاً على انتهاكك للمعاهدة |