| Sadece Anwar'la ve şey onun yeni arkadaşıyla dostça sohbet ediyorduk. | Open Subtitles | انا في خضم دردشه جميله مع أنور وصديقته الجديده |
| Aslında, Khalid Anwar'ın elimizde sadece bu fotoğrafları var. | Open Subtitles | في الحقيقة ، هذه الصور هي كل ما لدينا عن خالد أنور |
| Shakhti ve Anwar, senin hakkında her şeyi anlattı. | Open Subtitles | أبانغ أنور الداه شاكتي والقصص على موقعنا كل شقيق القصص. |
| Bugün Cumartesi Anwar gördüğün üzere ben bir parti kızıyım. | Open Subtitles | انها ليلة السبت ، أنور وكما ترى انا فتاة تهوى الحفلات |
| Bıyığı çıkmış. Küçük Anwar'ın bıyığı çıkmış! | Open Subtitles | أوه، لقد ظهرت شواربه انور الصغير ظهرت شواربه |
| Merhaba Anwar, sanırım her şeyi aldım. Dava açalım istiyorum. | Open Subtitles | اهلاً أنور ، أعتقد بأنه معي كل شيء أريد ان أكمل |
| Anwar, arabayı ön tarafa getir. | Open Subtitles | هلا أتيت بالسيارة للجوار يا أنور ؟ |
| Kimse seks konusunda senin kadar umutsuz değil, Anwar. | Open Subtitles | ليس كل الناس متهوسون للجنس مثلك يا أنور |
| - Selam, Bayan Jenkins. - Selam, Anwar. | Open Subtitles | ـ مرحباً، سيده جانكينز ـ مرحباً، أنور |
| Birazdan dönceğimden emin olabilirsin, Anwar. | Open Subtitles | احرص على ان تعود إلى هنا قريبا يا أنور |
| Arkada bırakılmak, Anwar... O kadar da büyük bir problem değil. | Open Subtitles | كون لا أحد يهتم بك, (أنور)، ذلك لا يمثّل مشكلة عويصة. |
| Anwar, lanet onu ele geçirdiyse sana ihtiyacı olacaktır. Acele et. | Open Subtitles | "أنور" ان بدأت لعنتة سيكونبحاجةلك ،أسرع. |
| Soyadını bilmiyorum, ama dünyada Anwar isminde fazla insan olamaz. | Open Subtitles | أنا لا أعلم لقبه، ولكن لا يحمل اسم (أنور) الكثيرون. |
| Anwar al-Awlaki ikiz kuleler olayındaki suçlulara danışmanlık yapmış ve fahişelerle yatmıştı. | Open Subtitles | أنور العولقي أرسل الخاطفين في 9/11 وعاد لينام مع المومسات |
| Noel günündeki bomba senaryosunu hatırlayanınız var mı Anwar al-Awlaki adında bir adam var. | TED | أي منكم يذكر حكاية قنبلة يوم الكريسماس : كان هناك رجل إسمه أنور العولقي ( الملهم لتنظيم القاعدة ). |
| Anwar başedebilirim. Tonto, ballparkta, ama Tarzan... | Open Subtitles | طفح الكيل (أنور) أستطيـع تحمله (تونتـو) في ملعب البيسبول لكن (طرزان) .. |
| 12 gün süren müzakerelerin ardından Manachem Begin ve Anwar El-sadat 17 Eylül 1978'de Camp David sözleşmesini imzaladılar. | Open Subtitles | بعد 12 يوم من المفاوضات وقع (مناحم بيجن) و(أنور السادات) على اتفاقية (كامب ديفد) في 17 سبتمبر 1978 |
| Seni burada görmek çok güzeldi, Anwar. | Open Subtitles | سعدت بلقائك (أنور) # (كيب تاون) - (جنوب أفريقيا) # |
| Anwar Amerikan vatandaşlığı için başvuruda bulundu mu? | Open Subtitles | هل (أنور) قدم طلب للحصول على الجنسية الأمريكية؟ |
| Küçük Anwar'da da bu kadarcık değildir. | Open Subtitles | هذا لم يكن الشئ الوحيد الذي حصل عليه الصغير انور |
| Saeed Anwar değil, Aamir SoheI, Hayden ya da GiIchrist da değil.. | Open Subtitles | "ليس " سيد انور و أمير سهيل "ليس " هيدين جيلجيريست |