| Aquino gizli bir şey yapıyordu ama bizim için yapıyordu. | Open Subtitles | كان (أكينو) يقوم بشيءٍ سرّي، لكن كان يفعل ذلك لحسابنا. |
| 600 ccs. Tanıştırayım, Dr. Aquino. Splenektomi operasyonu yapacak. | Open Subtitles | هذا هو الدكتور (أكينو) الذي سيعمل على استئصال الطحال |
| Interpol'e göre James Aquino bir patlayıcı uzmanı ve dokuz ülkede de aranıyor. | Open Subtitles | (وِفقاً لمُخابرات الإنتربول، (جيمس أكينو هو خبير عمليات الهدم و مطلوب في 9 دول، وهو ي تمتع بمعارك القتال بالأيدي |
| Ondan kurtulmak için Aquino'nun bileğini kemirmiş. | Open Subtitles | فقد قام بمضغ يد أكوينو من المعصم ليحرر نفسه |
| Burns'ü öldürdü, muhtemelen Aquino'yu da. | Open Subtitles | لقد قام بقتل بورنز وربما أكوينو أيضا |
| San Juan bölge savcısı Aquino olayında kullanılan KG-9'un SAMCRO'yla bağlantısı olduğunu biliyor. | Open Subtitles | " محامي " سان خوتان يعلم بأن العصابة مرتبطة بالأسلحة " التي إستعملت في حادثة " آكينو |
| Bay Norfleet, Gladys Aquino'yu öldürmek suçundan tutuklusunuz. | Open Subtitles | السيد نورتفليت انت موقوف للقتلِ غلاديس اكوينو مدبرة منزل زوجتك |
| Aquino'nun şu kamuflaj şeyini sadece hareketsiz dururlarken yapabildiğine şükret. | Open Subtitles | كونى سعيده ان اكينو لا يفعل شيئا الا التمويه حينما كانوا يقفون نحن ربما نفقدهم |
| Aquino tuhaf bir boya kutusu kullandı ve banka müdürünün ceketi paramparça oldu. | Open Subtitles | إستخدم (أكينو) رذاذ طلاء غريبة قادرة على ان تفكك سترة مدير البنك |
| Highlander navigasyon sistemi inanılmaz ama Aquino'nun arabasındaki çok fena. | Open Subtitles | نظام الملاحة لـ (هايلاندر) غير قابل للتعقب لكن سيارة (أكينو) تتوفر على نظام رديء |
| Shaw, Aquino mevzusuna mı bakar yoksa bizim peşimizden intikam için mi gelir? | Open Subtitles | هل ستُحقق (شاو) بوضع (أكينو)، أو تسعى خلفنا ببساطة بدافع الإنتقام؟ |
| Sana adresi gönderirim, orada olduğuna emin ol yoksa Aquino dosyasını halka açarım. | Open Subtitles | سأُرسلُ لك عنوان المكان. تأكّد من وجوده هنالك، وإلّا سأنشر ملفّات (أكينو). |
| Mike nükleer mühendis Daniel Aquino'nun elektronik transfer detaylarını gönderdi. | Open Subtitles | لقد أرسل (مايك) تفاصيل عن حوالة مصرفية إلى مهندس نوويّ يُدعَى (دانيل أكينو). |
| - Bilmiyorum ama Aquino bunun bir parçasıydı. | Open Subtitles | ولكنّ (أكينو) كان جزءًا منه. لقد أنشأوا وسيلة. |
| Mike, Aquino'nun sana Kuzey Işıkları'ndaki bağlantının adını söylediğinden bahsetti. | Open Subtitles | لقد قال (مايك) أنّ (أكينو) أخبركِ اسم وسيلة اتّصاله في "الأضواء الشماليّة". |
| Sizin gibi değerli bir müşteriyi kaybettiğimiz için son derece üzgünüm, Bay Aquino. | Open Subtitles | نحن أسفون جِداً لأن نفقد زبوناً (من هذا المستوى يا سيد (أكوينو |
| Claudia, bir yönlendirme numarası buldu ve James Aquino'yu kiralayan adamlara ait olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | تعقبت (كلوديا) مصدر المكالمات تعود إلى أشخاصٍ نعتقد أنهم (مَن إستأجر (جيمس أكوينو |
| Aquino şu an her yerde olabilir. | Open Subtitles | أكوينو) يمكن أن يكون في أي مكان الآن) |
| Pekâlâ Bay Aquino. | Open Subtitles | (حسناً سيد (أكوينو |
| Aynı adam bu. Eli Aquino. | Open Subtitles | إنه نفس الشخص (إلاي آكينو) |
| Benim adım Mateo Fernando Aquino Liwanag ve büyük işler başarmak için buradayım. | Open Subtitles | (اسمي هو (ماتيو فيرناندو اكوينو ليواناغ و أنا هنا لأصنع شيء من نفسي |
| Aquino ve adamları kendilerine çok güveniyorlardı. | Open Subtitles | اكينو ورجاله بدوا واثقين جدا |