| İtalya'da yapılan başka bir araştırmada, araştırmacıların ektiği sahte anı "Çocukken bir şeytan girme olayına tanıklık ettin." | TED | وفي دراسة في إيطاليا، زرع الباحثون الذاكرة الزائفة، عندما كنت طفلا، أنك شهدت لبس شيطاني. |
| Kitapta belirttiğim bir araştırmada, 2-4 yaş arası çocuklar, her 6.3 dakikada kavga ediyor ya da saatte 9.5 kavga. | TED | وفي دراسة استشهد بها في هذا الكتاب، أن الأطفال من عمر الثانية إلى الرابعة يدخلون في عراك كل 6.3 دقائق، أو 9.5 في الساعة. |
| Bir araştırmada insanlara kurgulanmış bir kaza gösterdik arabaların çarpıştığı esnada ne kadar hızlı gittiğini sorduk. | TED | في دراسة واحدة، ونحن أظهر الشعب حادث محاكاة ولقد طلبنا من الناس، مدى سرعة السيارات التي تسير عندما تضرب بعضها البعض؟ |
| Bir araştırmada, insanlardan, iklim değişikliği ile ilgili pek çok istatistiksel tahminde bulunmaları istendi. | TED | في دراسة طُلب من الناس تقدير عددٍ من الإحصائيات المتعلقة بالتغير المناخي. |
| Eğer bir çalışma yapsam ve bu araştırmada ortaya çıkan sonuçların yarısını saklasam, haklı olarak beni yaptığım araştırmaya hile karıştırmakla suçlardınız. | TED | اذا أجريت احدى الدراسات و حجبت نصف معلومات تلك الدراسة يمكنك بحق بأن تتهمني، أساساً، بتزوير البحث |
| araştırmada 600 Afro-Amerikan erkek vardı. | TED | وكان 600 رجل أفريقي أمريكي من ضمن هذه الدراسة |
| Ama er ya da geç, kilise kayıtlarını ve bütün bu diğer şeyleri araştırmada ne kadar iyi olursanız olun şecerecilerin duvar adını verdikleri şeyle karşı karşıya geliyorsunuz. | TED | لكن في النهاية، مهما كنت ماهرا في البحث في السجلات، ستصدم بما يطلق عليه علماء الأنساب: الحائط |
| Yine Kanada'da yapılan bir araştırmada araştırmacıların ektiği küçük bir çocukken "Vahşi bir hayvan tarafından saldırıya uğramak kadar kötü bir olay başına geldi." sahte anısı deneklerin yarısında başarıya ulaştı. | TED | وفي دراسة في كندا، زرع الباحثون الذاكرة الزائفة أنه عندما كنت طفلا، شيء كفظاعة التعرض لهجوم من حيوان مفزع حدذ لك، ينجح مع حوالي نصف من محل دراستهم. |
| Yaptığımız son araştırmada moleküler seviyede lipidoma bakıyoruz -- kurumaya karşılık olarak lipit değişiyor. | TED | وفي آخر الدراسة التي نقوم بها على المستوى الجزيئي، هي التغيرات الدهنية -- وهي التغيرات الحاصلة استجابة للجفاف. |
| Bu gördüğünüz araştırmada, sebze ve meyve ağırlıklı bir diyet var. | Open Subtitles | وفي الحقيقة إتبعنا في هذه الدراسة |
| Fransa'daki Clermont-Ferrand Üniversitesi'nde taklit etme konusunda yapılan araştırmada insanlardan, yüzdeki gülme kaslarının gerilmesini engellemek için ağzlarında bir kalem tutarken bir gülümsemenin sahte olup olmadığını belirlemeleri istendi. | TED | وفي دراسة حديثة عن محاكاة الابتسام في جامعة كليرمونت-فيراند في فرنسا كانت تهدف الى معرفة ما ان كانت الابتسامة المدروسة حقيقية او مزيفة واستخدموا تقنية حمل قلم رصاص في الفم لكي يحفزوا عضلات الاتبسام |
| Başka bir araştırmada, insanlara bir arabanın dur işareti olan bir kavşaktan geçtiği sahte bir kaza gösterdik ve soru sorarken insanlara yol ver işareti olduğunu ima ettiğimiz zaman, çoğu görgü tanığı bize kavşakta dur işaretini değil yol ver işaretini hatırladıklarını söyledi. | TED | وفي دراسة أخرى، ونحن أظهر حادث محاكاة حيث مرت سيارة في تقاطع مع توقيع على وقف، وإذا سألنا سؤال الذي ألمح إلى أنه كان علامة على غلة، العديد من الشهود قالوا لنا أنهم تذكر رؤية علامة الغلة عند التقاطع، ليست علامة على التوقف. |
| Dünyanın en başarılı girişimcilerine yönelik yapılan bir araştırmada, önemli bir kısmının disleksiye sahip olduğu görülüyor. | TED | في دراسة حول أكثر رواد الأعمال نجاحًا في العالم، يتضح أن عدد متفاوت منهم يعاني من عسر القراءة. |
| Bu partner, önceden araştırmada tanıştığını erkeklerden olmayacak. | Open Subtitles | وهذا الشريك لن يكون كالرجال الذين التقيتموهم في دراسة سابقة. |
| Tennessee'de yapılan bir araştırmada, araştırmacıların ektiği sahte anı şu şekildeydi; çocukluğunda boğulmak üzereyken bir can kurtaran tarafından kurtarıldın | TED | أن في دراسة أجريت في ولاية تينيسي، زرع الباحثون الذاكرة الزائفة أنه عندما كنت طفلا، كنت تقريبا على وشك الغرق ويجب أن يتم إنقاذه من قبل المنقذ. |
| Mass General Hastanesi'nde yapılan araştırmada, hastalara temel ihtiyaçları sağlamak, tansiyon ve kolesterolde iyileşme gösterme ile ilişkilendiriliyor, bir nevi piyasaya hiçbir yan etkisi olmayan yeni bir ilaç sunmak gibi bir şey. | TED | بينت الدراسة أن نقل المرضى للمواردالأساسية يرتبط بتحسين ضغط الدم ومستوى الكوليسترول المشابه لإدخال مخدر جديد ولكن بدون آثاره الجانبية. |
| 1999 yılında yapılan bu araştırmada, yeni aşık olan kişilerin serotonin düzeyiyle obsesif kompulsif bozukluk teşhisi konulan kişilerin serotonin düzeyinin çok benzediğini doğrulamak için kan testleri kullandılar. | TED | استخدمت هذه الدراسة منذ عام 1999 تحاليل الدم للتأكيد على أن مستويات السيروتونين للذين يمرون بعلاقة حب جديدة تقارب بدرجة كبيرة مستويات السيروتونين للناس الذين تم تشخيص حالاتهم باضطراب الوسواس القهري. |
| araştırmada sorunun varsa, arşivlerimi kullan lütfen. | Open Subtitles | ،أيّ مشاكل في البحث تستطيع أن تستخدم سجلاتي |
| Bununla beraber, hâlâ yardımcı olmaya çalışıyorsan, araştırmada bize destek verebilirsin. | Open Subtitles | على كل حال، إذا ما زِلت تريد مساعدتنا، أحتاج إلى بعض المساعدة في البحث. |
| Oradaki araştırmada çalışan 50 kişi falan vardır. | Open Subtitles | يوجد هناك مالايقل عن 50 شخص يعملون في البحث العلمي هناك |