| İşte bu tam Kaiser ve ordunun aradığı şey. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يبحث عنه الجيش لاتقلق، سيدفعون ثمن هذا |
| aradığı şey, Paris Kuzey İstasyonu'nda bir kasada. | Open Subtitles | ما يبحث عنه موجود في خزانة بمحطة باريس الشمالية |
| - Nazilerin aradığı şey de bu. | Open Subtitles | هذا بالضبط ما يبحث عنه النازيّين |
| Ama geri geleceğine eminim çünkü aradığı şey bende. | Open Subtitles | اراهنك انها ستعود مرة اخرى رغم ذلك لانني املك ماتبحث هي عنه |
| Demek ki aradığı şey bu bilgisayardaymış. İşte. | Open Subtitles | لذا أي يكن ما كان يبحث عنه كان على هذا الحاسب هنا |
| Herkesin aradığı şey bu. | Open Subtitles | هذا هو ما يبحث عنه الجميع |
| İkimizin de aradığı şey. | Open Subtitles | أنه ما يبحث عنه كلانا |
| aradığı şey de bu. | Open Subtitles | هذا ما يبحث عنه. |
| Belki o bilim adamlarının aradığı şey de budur. | Open Subtitles | ... ربما هذا ما يبحث عنه هؤلاء العلماء |
| Diğer Clark'ın da aradığı şey oydu. | Open Subtitles | كان ذلك ما يبحث عنه (كلارك) الآخر |
| Böcek mi? Bu Ted Kord'un aradığı şey. | Open Subtitles | -هذا ما يبحث عنه (تيد كورد ) |
| Ama geri geleceğine eminim çünkü aradığı şey bende. | Open Subtitles | اراهنك انها ستعود مرة اخرى رغم ذلك لانني املك ماتبحث هي عنه |
| O dağlarda bir tek aradığı şey var o da kırmızı göbekli bir şahin. | Open Subtitles | الصقر ذو البطن الحمراء هذا ما كان يبحث عنه في أعلى هذه الجبال، وإننا بحثنا عنه |