| Birkaç yıl önce, menajerim bir filmdeki rolü neden alamadığımı açıklamak için aradı beni. | TED | اتصل بي وكيلي قبل عدة سنوات ليشرح لي سبب عدم حصولي على دور في فيلم، |
| Evet, işten aradı beni ve hallettik her şeyi. | Open Subtitles | نعم,لا,لقد اتصل بي في العمل وكل شيء يبدا الان |
| Beni uçaktan aradı. Beni görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | اتصل بي من الطائرة أراد أن يأتي لرؤيتي |
| İsterik bir biçimde arabasından aradı beni. Ne olduğunu sordum,... | Open Subtitles | إتصل بي من سيارته، إنه مصاب بالهستريا وقد سألته ما الأمر |
| Dün gece aradı beni. Benimle görüşmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد أتصل بي ليلة أمس, فقط طلب مني أن أقابله |
| - Bunu yeterince duymadın. - Daha yeni Arizona'dan aradı beni. | Open Subtitles | لا أشبع منها - لقد اتصلت بي للتو من أريزونا - |
| - Diğer özel arkadaşın aradı beni. | Open Subtitles | لقد تلقيت مكالمة من صديقك المميز الآخر. |
| California'ya giderken aradı beni. | Open Subtitles | أتصلت بي عندما كانت ذاهبة الى كاليفورنيا. |
| Öğlenki randevumuzu yeniden ayarlamamız için Henry aradı beni. | Open Subtitles | آه... هنري اتصل بي لأنّ لدينا موعد بعد ظهر هذا اليوم |
| Perşembe öğleden sonra ofisinden Vince aradı beni. | Open Subtitles | فينس اتصل بي من مكتبه عصر يوم الخميس |
| Dekan hikayeyi doğrulamak için aradı beni. Başka çarem yoktu. | Open Subtitles | ودين اتصل بي للتأكد من القصة |
| Lafayette bu sabah aradı beni ve adam iyiymiş. | Open Subtitles | (لفاييت) اتصل بي هذا الصباح، والرجل بخير |
| Yani o aradı beni. | Open Subtitles | لتعلمي انه اتصل بي |
| Evet ve sonra Stan aradı beni. | Open Subtitles | نعم و ستان اتصل بي ايضا |
| - Ve Roger bile aradı beni. - Roger aradı mı? | Open Subtitles | ـ ولقد اتصل بي (روجر) حتى ـ هل اتصل بك (روجر) ؟ |
| Kızım gitmişti. Sonra aradı beni. | Open Subtitles | كانت قد إختفت، وبعدها إتصل بي المُختَطِف |
| Ben Calleigh Duquesne. Hastane aradı beni. | Open Subtitles | أنا " كاليه دوكين " المستشفى إتصل بي |
| Herifin tek aradı beni bugün Shane ve Charlie Blackstone'u 4.Sokak Parkı'nda konuşurken görmüş. | Open Subtitles | أحد الرجال إتصل بي اليوم وقال أنه رأى (شاين) بصحبة (تشارلي بلاكستون) في المنتزه |
| Dün akşam 8 gibi aradı beni, Emmett'la kavgaya girdiğini söyledi. | Open Subtitles | أتصل بي حوالى الساعة الثامنة ليلة امس قال أنه تشاجر مع (أيميت) |
| Aradı. Beni aradı ve mesaj bıraktı... | Open Subtitles | لقد اتصلت بي وتركت رسالة |
| Rick'in eskiden birlikte olduğu bir kız aradı beni. | Open Subtitles | تلقيت مكالمة من فتاة كان يقابلها "ريك" |
| - Sorun değil, Gina aradı beni. Tehditleri söyledi bana. | Open Subtitles | لا بأس، (جينا) أتصلت بي وأخبرتني بشأن التهديدات |