| Demem o ki, onu da Arcadian'ı da alaşağı edeceğiz. | Open Subtitles | الفكرة هي أننا سندمرها هي " والـ " أركيديان |
| Yani Arcadian konusu her açıldığında garip bir şekilde konuyu değiştiriyor musunuz? | Open Subtitles | " إذاً كلما ذُكِر الـ " أركيديان فإنكما وبشكل ٍ مربك تغيران الموضوع |
| Sizi, Arcadian'a yardım etmek için tuttuğum yeni avukatımızla tanıştırayım. | Open Subtitles | فلتقابلوا المحامي الذي وظفته للمساعدة " في الحفاظ على الـ " أركيديان |
| Evet, Arcadian Demiryolu'nda yaptığı şu swap olayı var ya zamanlaması bayağı ilginç. | Open Subtitles | نعم صفقة المقايضة التي قام بها علي أسهم أركاديان ريل رودز التوقيت كان مثيراً للاهتمام |
| Steven Birch ve Arcadian Demiryolu konusunda ne biliyorsun? | Open Subtitles | ماذا تعرفين عن (ستيفن بيرتش) وسكة حديد (آركاديان)؟ |
| Arcadian, Tower Bay Adası'na acil yardım istiyor. | Open Subtitles | هنا آركيدور تطلب النجدة إلى جزيرة تاور باي |
| Pierre Bernard, Arcadian'ın uzun süreli yöneticisi. | Open Subtitles | (بيار بيرنارد) المدير المالي القديم في (آركيديان) تمت ترقيته إلى المدير التنفيذي |
| Arcadian'ı, içinde Türk koltuk altı kılı dolu bir naylon torbayla kıyaslayamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنكَ أن تقارن الـ " أركيديان " بحقيبةٍ مليئةٍ بشعر إبط ٍ تركي |
| Arcadian'a tutunmam bu yüzden. | Open Subtitles | " وذلك ما جعل مسألة الـ " أركيديان تخاطب مشاعري |
| Küçük adamın çıkardığı sese bakılırsa Arcadian'ın güzelliğinden çok etkilenmişe benziyor. | Open Subtitles | أظن أن ذلك الرجل الصغير " يبدو متأثراً بجمال الـ " أركيديان |
| Annem kız kardeşimle bana Arcadian'ın bir şato olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لكن أمي كانت تقول لي ولأختي أن الـ " أركيديان " عبارةٌ عن قصر |
| Gücün ve istikrarın simgesi olan Arcadian'ın aslan heykeli New Yorkluları nesillerdir gözlemektedir. | Open Subtitles | إنه رمزٌ للقوة والثبات " فالأسد الحجري للـ " أركيديان لقد قام بحراسة أبناء نيويورك لأجيال خلت |
| Sizce Arcadian kentin simgelerinden biri olmalı mı? | Open Subtitles | هل تظن أن الـ " أركيديان " يُعتَبر معلماً أثرياً ؟ |
| Bay Mosby sizce Arcadian kentin simgelerinden biri olmalı mı? | Open Subtitles | MEE2day سيد موزبي هل تظن أن الـ " أركيديان " يُعتَبر معلماً أثرياً ؟ |
| Arcadian kentin simgelerinden biri olmalı. | Open Subtitles | أجل الـ " أركيديان " يعتبرُ معلماً أثرياً |
| Onurlu bir savaşçı ve Arcadian'ın dağlarındaki başarılı bir çiftçi. | Open Subtitles | لقد توج كمحارب و هو مزارع ناجح (بمرتفعات (أركاديان |
| - Piedmont Sermaye. - Evet. Arcadian Demiryolu'nda yaptığı takas anlaşmasına bak. | Open Subtitles | نعم، صفقة التبادل التي أتمّها لـ(أركاديان رايلرود) |
| - Arcadian Demiryolu'nda yasadışı alım-satım yaptığı ve yadsınamaz kanıtlar olduğuna dair bir haber yapacaklar. | Open Subtitles | سينشرون قصة أنه قام بتجارة غير شرعية في سكة حديد (آركاديان) وأن الدليل غير قابل للجدل |
| Tekrar ediyorum, Arcadian acil yardım istiyor. | Open Subtitles | أكرر، آركيدور تطلب النجدة إلى جزيرة تاور باي |
| Birch'ün Arcadian için yaptığı alımlar ise yarım saat sonrasında gerçekleşiyor. | Open Subtitles | تعامل (بيرتش) مع (آركيديان) كان بعد نصف ساعة |
| Bazı kişilerin The Arcadian'ın yıkılmasını istememesi sorun olmuştu. | Open Subtitles | " في موقع فندق ٍ قديم اسمه " الأركيديان |