| Akşam yemeğine gittik ve arabanın arka koltuğunda birden üstüme atladı ve dilini boğazıma soktu. | TED | وفي المقعد الخلفي للسيارة قفز فوقي فجأة ولصق لسانه اسفل رقبتي |
| arka koltuğunda, battaniyenin... altında uyuyan bir çocuk varmış. | Open Subtitles | .. و هناك طفل نائم و عليه غطاء في المقعد الخلفي |
| Savaşı arabanın arka koltuğunda ölmek için kaybetmedim. | Open Subtitles | لم أخسر الحرب لأموت في المقعد الخلفي لسيارة |
| Jaguarın arka koltuğunda aletini okşattığını söyledi. | Open Subtitles | هو يقول أنه مارس الجنس معها في مؤخرة سيارتها الجاغوار |
| Dün O'Neill'in arabasının arka koltuğunda porno filmleri bulduk. | Open Subtitles | بالامس وجدنا مجموعه من افلام الجنس فى المقعد الخلفى لسياره اونيل |
| Bir Camero'nun arka koltuğunda, kızla birlikteyken, tutuklamıştın beni. | Open Subtitles | ضبطني على المقعد الخلفي لسيارة كامارو مع فتاة |
| Olayın olduğu zaman arabanın arka koltuğunda bulunmaktaydılar. | Open Subtitles | لقد صدف أنهم كانوا في المقعد الخلفي للسيارة في ذلك الوقت |
| O zaman neden onları arabanın arka koltuğunda gördüm. | Open Subtitles | اذن لماذا رايتهم في المقعد الخلفي بالسياره |
| Bir polis arabasının arka koltuğunda, farlar açıkken göründü. | Open Subtitles | ظهرت في المقعد الخلفي لسيـارة شرطة يضيء مصبـاحهـا |
| Tahmin edersin ki, sonrasında da arabamın veya eskiden benim olan arabanın arka koltuğunda yatıyorum. | Open Subtitles | أمر آخر كما تعلم أنا أنام في المقعد الخلفي لسيارتي أو على الأقل ما كانت لتكون سيارتي |
| Altımız, limuzinin arka koltuğunda alt alta üst üsteydik. | Open Subtitles | كنّا 6 مكدسين في المقعد الخلفي لتلك الليموزين |
| Gerçekten denedi. Bentley'nin arka koltuğunda sevişirken içindeki fırtınayı hissetmiştim. | Open Subtitles | شعرت بالأضطراب الداخلي له عندما كنا نفعلها في المقعد الخلفي للسيارة |
| - Evet. - Ne? - Arabanın arka koltuğunda D.N.A'nı bulduk. | Open Subtitles | لدينا حمضك النووي, من المقعد الخلفي للسيارة |
| Annen otumu sararken biz arabanın arka koltuğunda işi becerdik. | Open Subtitles | في المقعد الخلفي للسيارة... بينما كانت أمك تشتري لي الدواء |
| Diğer şüpheliler arabanın arka koltuğunda olabilir. | Open Subtitles | من المحتمل أن يوجد مشتبهون آخرون في المقعد الخلفي للسيارة |
| Ebeveynlerim aşkı bir arabanın arka koltuğunda bulmuşlar bu da benim doğmama yardımcı olmuş. | Open Subtitles | لقد قال أبواي أنهما وجدا الحب في المقعد الخلفي للسيارة وقد ساعد ذلك على خلقي. |
| Küçük kızımı taksimin arka koltuğunda doğurtmuştum. | Open Subtitles | ساعدت زوجتي على وضع ابنتي الصّغيرة في مؤخرة سيارتي |
| Bak, onu okulun atölye sınıfındaki arabanın arka koltuğunda uyurken buldum ve şu anki bakıcı ailesinin onun yokluğundan bile haberi yok. | Open Subtitles | لقد وجدتها نائمة فى المقعد الخلفى لاحد السيارات فى محل الاصلاحات وابائها بالتبنى |
| İlk olarak "olayın bir Mustang'in arka koltuğunda gerçekleşmesi"yle başlayalım. | Open Subtitles | لنبدأ بأهمها والتي هي, اننا فعلناها في الكرسي الخلفي للموستينغ |
| Hemen sonra da devriye arabasının arka koltuğunda çırılçıplak vaziyette yakalanacaksın. | Open Subtitles | وبعد بأَنْك سَتَمْسكُ عاري مَع ها في المقعدِ الخلفيِ لسيارةِ فرقتِكَ. |
| Arabanın arka koltuğunda oturup ettiğimiz bu sıcak ve samimi sohbetide yakalamıştır. | Open Subtitles | محادثة هادئة في مودة في مقعد خلفي لسيارة |
| Paranın nerede olduğunu biliyorum. Mercedes'in arka koltuğunda. | Open Subtitles | أعلم اين يوجد المال أنه بالمقعد الخلفى |
| Karım bir defasında arabanın arka koltuğunda bir kuş bulmuştu. | Open Subtitles | لقد وجدت زوجتي طائرا بالمقعد الخلفي للسياره |