| Kalenin arka odasında çok dikkat çekici bir şeye rastladık. | Open Subtitles | عثرنا في الغرفة الخلفية للقلعة على شيء رائع |
| Hatta barın arka odasında babamın fotoğrafını asacağım yeri bile hazırladım. | Open Subtitles | وأنا أيضاً وجدت هذه البقعة في الغرفة الخلفية كي أعلق عليها صوره. |
| Ve berber dükkânının arka odasında hile yapmayın | Open Subtitles | ولا يخون زوجته في الغرفة الخلفية من دكان الحلاقة |
| arka odasında para dolu bir çanta buldum ve açtın mı? | Open Subtitles | لقد وجدت حقيبة مملوءة بالمال في غرفته الخلفية و قمت بفتحها؟ |
| arka odasında kestirmemi teklif etti. | Open Subtitles | عرض ليدعني آخذ غفوة في غرفته الخلفية. |
| Kumarhanenin arka odasında mı büyüyü öğretmeyi düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتخططين لتعليمي السحر في الغرفة الخلفية لنادي القمار؟ |
| İhtiyacımız olan şey güvenli arka odasında, duruyor. | Open Subtitles | لديه ما نحتاجه في خزانته في الغرفة الخلفية |
| 17 yaşımdaydım, liseden henüz önceki yaz mezun olmuştum, büyüdüğüm Kuzey Indiana'da Mishawaka denilen küçük bir kasabada ailemin evinin arka odasında kira ödeyerek yaşıyordum. | TED | كنت في ١٧، للتو قد تخرجت من المدرسة الثانوية في ذلك الصيف الذي مضى، أعيش في الغرفة الخلفية في منزل والدي، أدفع الإيجار، في بلدة صغيرة نشأت فيها في شمال ولاية انديانا، تدعى ميشاوكا. |
| Yapmamız gereken galerinin arka odasında oturup nakliyatın gelip müzedeki parçaları almasını beklemek. | Open Subtitles | هدفنا موجود في الغرفة الخلفية من المعرض... بانتظار الناقل ليأخذ القطعة، وهذا ما سيحصل إذا أخذها سيسلمها للمتحف |
| O ve Sal Secundo'nun arka odasında atışmışlar. | Open Subtitles | "هو و "سال" تحدثوا في الغرفة الخلفية في "إل سيكاندو |
| Donal Henry Saltley'deki Mother Red Cap Barının arka odasında, ...anlaşma karşıtı İrlandalılarla buluşuyor hem de bazen hafta da iki kez. | Open Subtitles | (دونال هنري) يقابل معارضي التسوية في الغرفة الخلفية من حانة (ماذر ريد كاب)في (سولتلي), وأحيانا مرتين في الأسبوع |