| Peki sana, senin arkadaşlığını istemiyorum desem? Seni, beni geri getirmen için kullandığımı söylesem? - Seni daha iyi hissettirir mi? | Open Subtitles | ماذا إذا قلت لك أننى لا أريد صداقتك ماذا لو قلت لك أننى كنت أستغلك لكى أعود إلى هنا |
| Connie seninle olan arkadaşlığını çok önemsediğini... ve seni çok sevdiğini bilmeni istiyor Birdee. | Open Subtitles | صداقتك مهمة بالنسبة لكوني إنها تحبك كثيراً, بيردي |
| Bana arkadaşlığını kanıtladın. | Open Subtitles | يجب أن أقول يا .. ناتالي أنك أثبت صداقتك لي |
| Bu doğru değil. Bir keresinde bana arkadaşlığını verdi ve onu geri çevirdim. | Open Subtitles | غير صحيح لقد اعطانى صداقته وقد بدلته الصداقة. |
| Bn Morland'ın başkalarının arkadaşlığını tercih ettiğini düşündüğünde canın sıkılmıştı. | Open Subtitles | لقد كنت منزعجاً عندما ظننتَ أنها فضّلت رفقة آخرين عليك |
| Benimle gelmeni istedim, çünkü arkadaşlığını istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت منكِ المجئ معى لأننى أردت رفقتك |
| Danile, küçük hanım senin arkadaşlığını özlemiş ve bana seni getirmem için emir verdi. | Open Subtitles | دانييل, أببي الصغيرة تفتقد مرافقتك لها بشدة وأمرتني بأن أحضرك لها |
| Bana arkadaşlığını kanıtladın. | Open Subtitles | يجب أن أقول يا .. ناتالي أنك أثبت صداقتك لي |
| arkadaşlığını böyle mi gösteriyorsun onu suçluluk duygusuyla tehdit ederek mi? | Open Subtitles | أهذه هي الطريقة التي تظهر بها صداقتك... بأن تلقي عليه الذنب؟ |
| Bayan Kang ile olan arkadaşlığını destekledim çünkü şehrin güç odaklarına yaklaşmamızı istedim. | Open Subtitles | أنا شجعت صداقتك مع السيدة كانج لأنني اردت أن نقترب اكثر من مركز القوة في البلدة |
| Bu çok karmaşık bir durum çünkü birlikte çalışıyoruz, ve arkadaşlığını kaybetmek istemiyorum, | Open Subtitles | كل هذا معقّد لأننا نعمل سوية و لا أرغب بأن أخسر صداقتك |
| Bu, onunla olan arkadaşlığını bitirecekse, üzgünüm. Kimsin? | Open Subtitles | انا اسفة اذا كان هذا يعني بأن صداقتك معه انتهت من انت؟ |
| - Her şeyimi sana borçluyum. - Sadece arkadaşlığını. - Baba! | Open Subtitles | أنا مدين لك بكل شيء فقط صداقتك |
| Evet, onunla olan arkadaşlığını kıskanıyor. | Open Subtitles | نعم، إنه منزعج جداً من صداقتك معه |
| Bu sırada, Eldridge ile arkadaşlığını karmaşıklaştırmak istemiyorum. | Open Subtitles | في الوقت الحالي لا اريد ان اعرقل صداقته مع الدريدح |
| Stefan, Caroline ile arkadaşlığını mahvettiği için üzülüyor mu yoksa? | Open Subtitles | وستيفان الشعور الحساس حول تخريب صداقته مع كارولين؟ |
| Eğer onun Ari Haswari ile olan arkadaşlığını hesaba katmıyorsan. | Open Subtitles | ليس إن أخذتَ بعين الإعتبار (صداقته مع (آري الحسراوي. |
| Her şeyin sonunda, ölümsüzlerin arkadaşlığını beklemeliyiz, denmişti. | Open Subtitles | ،عند نهاية كل شيء ،توقع رفقة الخالدين هذا ما قيل لي |
| Her şeyin sonunda, ölümsüzlerin arkadaşlığını beklemelisin. | Open Subtitles | ،عند نهاية كل شيء توقع رفقة الخالدين |
| Benimle gelmeni istedim, çünkü arkadaşlığını istedim. | Open Subtitles | لقد طلبت منكِ المجئ معى لأننى أردت رفقتك |
| Sadece senin arkadaşlığını istiyorum. | Open Subtitles | كل ما أريده هو مرافقتك |
| Seni özledim. arkadaşlığını özledim. | Open Subtitles | أفتقدك , أفتقد صحبتكِ |
| Her arkadaşlığını zehirleyebilir, her nefesine acı işleyebilirim. | Open Subtitles | وأسمّم كلّ صداقاتك وأجلب الألم لكلّ نفَس تتنفّسه |
| arkadaşlığını alıp kıçına sokmasını söyledikten sonra konunun sen olduğunu ve sevgilimi korumaya çalıştığımı söyledi. | Open Subtitles | بعد أن أخبرتها أن تأخذ موضوع صداقتها وتضعه في مؤخرتها .. قالت أنّ المشكلة بأكملها بشأنكِ أنتِ |