| İlaç şirketinin kimsenin bilmediği bir sihirli tümör asası mı var sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظنّين أنّ لدى الشركة عصا سحريّةً لعلاجِ الأورام لا يعرف بها أحد؟ |
| Benimki budaklı büyücü asası gibi görünmeyi sürdürdüğü sürece böyle. | Open Subtitles | حتى يتوقف قضيبي عن النظر مثل عصا الساحر الملتويه |
| Ergen üçlemesini öldür, ve Bana Doğruluk asası'nı getir. | Open Subtitles | أنتهي من الثلاثي المراهق وأحضر لي عصا الصلاح |
| Sembolik bir yılan sarılı olan düzgün kesimli kehribarda bize bunun dekoratif bir eşya veya bir ayin asası olduğunu gösterir. | Open Subtitles | إن شكل الرأس الكهرماني المُحاط برمز الثعبان يُعتَقد بأن يكون إمّا عمل زخرفي أو صولجان طقوسي |
| Siyah Peri'nin asası... Gelmiş geçmiş en güçlü perinin asası... | Open Subtitles | صولجان الحوريّة السوداء إحدى أقوى الحوريّات على الإطلاق |
| Kraliyet asası'na sahtesini koyarak Kule'ye geri yollayacaklardır. | Open Subtitles | ثم سيضعون نسخة مطابقة لها في الصولجان الملكي و يضعونها في البرج |
| Doğruluk asası'na dokunan kişi Orman Perilerinin ve Odun Cinlerinin verdiği asil görevi devralacak ve doğruluk ve adalaet için dünyanın ve doğanın son gününe kadar savaşacak. | Open Subtitles | الشخص الذي لمس عصا الصلاح يجب عليه ان يباشر بهذه القضية النبيلة تقبل العباءة المقدسة من حاكم غابة الحوريات |
| Ben şansımı şu öldürmeye meyilli... ve yılan gibi asası olan adamdan yana kullanmak isterdim | Open Subtitles | أفضّل أنْ أجرّب حظّي مع القاتل المجنون صاحب عصا الثعبان |
| Diş Perisi'nin elinde asası olan tatlı bir kadın olması gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | جنية الأسنان أليس من المفترض ان تكون إمرأة لطيفة نوعاً ما ذات عصا سحرية؟ |
| Kabul etsem bile büyücünün asası olmadan yardım edemem ve senin pullarla kaplı kocan onu kilit altında tutuyor. | Open Subtitles | حتّى لو وافقت، إلّا أنّي لا أستطيع مساعدتك دون عصا المشعوذ وزوجك الأجعد يقفل عليها بالقفل والمفتاح |
| Bu dükkanda bir Peri asası var. Benim Peri asam. Onu hemen almam gerek. | Open Subtitles | توجد عصا حوريّة في هذا المتجر عصاي السحريّة وأريد استعادتها الآن |
| Musa der ki, "O bir asa. Bir çobanın asası." | TED | يقول موسى، " إنها عصا . إنها عصا الراعي." |
| Bu bir prensin kraliyet asası değil... bir gezginin asası. | Open Subtitles | هذا ليس صولجان .... أمير لكنها عصا أتجول بها |
| Loki'nin asası burada olmalı. | Open Subtitles | لوكي وتضمينه في صولجان بالتأكيد الشجرة التي هي هنا. |
| Depoya girdiğinizde kraliyet asası alıp benimle üssün ormanlık alanındaki bir randevu noktasında buluşursunuz. | Open Subtitles | مرة واحدة في الإيداع، تحصل على صولجان وقائي في نقطة الالتقاء في الغابة على القاعدة. |
| Polonya da parçanın aslında kendilerine ait olduğunu iddia edince kral asası ve içindekiler Fort Knox'un yolunu tutmuş. | Open Subtitles | وعندما ادعى بولندا قطعة كانت لهم أصلا، ثم جعل صولجان ومحتوياته طريقها إلى فورت نوكس. |
| Bu bir prensin kraliyet asası değil bir gezginin asası. | Open Subtitles | هذا ليس صولجان .... أمير لكنها عصا أتجول بها |
| Peri Adası'nın perileri, karşınızda sonbahar asası. | Open Subtitles | أيتها الجنيات أقدم لكم صولجان الخريف |
| Gereği bile yok. Kraliyet asası yer değiştiriliyor. | Open Subtitles | لا حاجة لذلك سيتم نقل الصولجان الملكي... |
| asası. | Open Subtitles | عصاه |
| Çünkü söylentilere göre Zerdüşt'ün Gözü, Zerdüşt'ün Asâsı'na götürüyor. | Open Subtitles | بسبب أنه يُزعم أن عين (زرادشت) بمثابة خريطة لقضيب (زرادشت). |