| Gittiği her bir mülteci kampında eli silahlı askerlerle uğraştı. Askerler, dokuz yaşındaki ağabeyim Mark'ı asker yapmak istiyorlardı. | TED | وفي كل مخيم، إضطرت أن تواجه الجنود الذين أرادوا أن يأخذوا أخي الكبير، مارك، ذو التسع سنين وجعله جندي. |
| Annem dedi ki, "askerlerle git." Yaralı, kana bulanmış askerler geri çekiliyordu. | Open Subtitles | لويبوف كوزينشنكو متطوعة بالجيش الأحمر كان الجنود ينسحبون وهم مصابون وملطخون بالدماء |
| Ve sokaklarda asla emniyette olamayız. askerlerle birlikte güvende oluruz. | Open Subtitles | لن نشعر بالامان فى هذه المدينة، الجنود قد يبقوننا بأمان |
| Gözünüzde canlandırabilmeniz için, örneğin Irak'taki askerlerle kıyaslarsanız şu anda savaşanlar için yüzde 0,5. | TED | لنراها من منظور آخر، لو قارناها بالجنود في العراق، مثلاً الآن، أثناء الحرب: ٠.٥ بالمئة. |
| Birkaç yıl önce Kolombiyalı paralı askerlerle bir kovalamacam oldu. | Open Subtitles | كان لدي بعض الأعمال مع "المرتزقة "الكولومبيين منذ عامين مضوا |
| Narbo cesetler ve askerlerle dolu değil, ve nezih insanlar evlerinden çıkmaya korkuyorlar. | Open Subtitles | ناربو ليست مليئة بالجثث و الجنود و الأناس المحترمون يخشون الخروج من منازلهم |
| Bölmek istemem ama denize gömülmek üzere olan bir kaledeki askerlerle çevrili durumdayız. | Open Subtitles | لا اقصد ان اقطع لكن نحن محاصرون, من الجنود بالقلعة التي ستغرق حالاً. |
| Bizler kalbimizde adaletsizliğin ve öfkenin köpürdüğünü hissederken, Roma, sokaklarımızı askerlerle dolduruyor. | Open Subtitles | عندما نشعر بالظلم والغضب متماوج في قلوبنا، روما تملأ شوارعنا مع الجنود. |
| şöyle düşündüm: eğer ben askerlerle gerçekçi, dolaysız bir yolla ve aktarıcı rolünde bir ilişki kursam nasıl olur? | TED | و راودتني هذه الفكرة ماذا لو استطعت ان أتدخل ؟ و أكوّن علاقة جيدة مع الجنود ؟ |
| Ve şimdi bunu askerlerle de yapabilirsiniz. | TED | الآن يمكنك أن تفعل الشىء ذاته مع الجنود. |
| Biri bana doktorun yaralı askerlerle tren garında olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ليضمد بعض الجنود الجرحى عند المحطة ولماذا لم تذهبي إليه ؟ |
| Zırhlı taşıyıcılar konusunda askerlerle konuştum. | Open Subtitles | لقد حذرتهم بشأن الدبابات لقد تحدثت مع أحد الجنود حول المدرعات |
| Orada gizlenen başka askerlerle karşılaştık. | Open Subtitles | بالداخل وجدنا العديد من الجنود كانوا موجودين بالفعل عندما وصلنا |
| Şu an yaptığımız gibi... Sokakların askerlerle dolmasını ve Amerikalıların korku içinde yaşamasını istiyorlarsa? | Open Subtitles | ونضع الجنود في الشارع والمواطنون يتفرجون من خلفهم |
| Sizi, askerlerle İngilizce çalışırken görmek ne güzel. | Open Subtitles | من الجميل أن أراكم تتدربون على إنجليزيتكم, أيها الجنود. |
| 4 Kasım 1914'de, burada, tecrübesiz ve az eğitimli Hintli askerlerle karşılaştılar. | Open Subtitles | هنا , يوم 4 نوفمبر عام 1914 , تقابل مع الجنود الهنود البريطانيين , ذوي الخبرة المنعدمة والتدريب الرديء. |
| İlerde askerlerle dolu bir kamyon var. | Open Subtitles | هناك شاحنة محملة بالجنود ومتفجرات في الوسط |
| Silahlı askerlerle dolu, ayrıca her yerde siviller var. | Open Subtitles | وهو يعج بالجنود المسلحين وهنالك مدنيين في كل مكان |
| Oyuncak askerlerle oynayacak bir kardeşim olmadığına göre... | Open Subtitles | حسناً ، بما أنَّ ليس لدي أخ لألعب معه بالجنود |
| Bir hafta kadar önce gönüllü askerlerle birlikte geldi. | Open Subtitles | لقد جاء مع المرتزقة منذ أسبوع مضى |
| Ve büyükbabam beni küçük metal askerlerle ödüllendirirdi. | Open Subtitles | وجدي كافأني بجنود صغار من الحديد. |
| Senin gibi kendini adamış askerlerle bunun gerçekleşmesini önleyebiliriz. | Open Subtitles | , بوجود جنودٍ مكرسين حياتهم مثلك يمكننا منع ذلك من الحدوث |
| Bu askerlerle takviye yapan ordu Kuzey Çin'in verimli ovalarına doğru ilerledi. | Open Subtitles | . . مدعوم بالقوات المدججة زحفوا إلى السهول الخصبة . شمال الصين |
| Çin sınırında, Moğollar ağır silahlı askerlerle karşılaşmıştı. | Open Subtitles | على المناطق الحدودية ، إلتقى المنغوليون بقوة مرتزقة مسلحة بشدة |
| Askeriyenin TSSB'den muzdarip askerlerle nasıl başa çıktığıyla ilgili şeyler buldum. | Open Subtitles | لديّ بعض المعلومات عن طريقة معاملة الجيش للجنود المصابين بإضطرابات ما بعد الصدمات |