| Michigan eski valisi olarak tanıtıldım, fakat Aslında ben bir bilim insanıyım. | TED | لقد تمّ تقديمي على أنّني الحاكمة السابقة لميتشقن، لكن في الحقيقة أنا عالمة. |
| EM: Aslında, ben güneş enerjisinin doğal gaz dahil her şeyi parmağını kıpırdatmadan yeneceğine eminim. | TED | أ م: في الحقيقة أنا واثقٌ أن الطاقة الشمسية ستتغلب على جميع الطاقات بما فيها الغاز الطبيعي. |
| Aslında ben Kennedy'ye hayrandım. Coşkulu bir adamdı. | Open Subtitles | في الواقع أنا معجب بالرئيس كينيدي رجل ذو مهارة حقيقية |
| Dur bekle. Bakalım ne olacak. Aslında ben de Kira'yı destekliyorum. | Open Subtitles | تعالي ، دعينا نشاهد ماذا سيحدث أنا في الواقع من أنصار كيرا |
| Aslında, ben ona yazıyorum. O son zamanlarda pek cevap yazmadı. | Open Subtitles | في الواقع كنت أكتب له لكنه لم يعد يجيب علي مؤخراً |
| Aslında, ben daha çok... ..yıllanmış, hoş bir şarap... ..ve yanan bir şömine düşünüyordum. | Open Subtitles | في الحقيقة, كنت أفكر في الكثير منها أفكر في النبيذ, الجبن اللطيف الكبير وموقد مشتعل تعرفين ماذا أَقول؟ |
| Aslında ben onu öldürmedim. Sadece iğne batırdım. | Open Subtitles | فى الواقع أنا لم أقتله أنا فقط طعنته بالإبره |
| Aslında ben size yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | هنا أن أساعد أنت، في الحقيقة. أنا ليلى هاريسن. |
| Aslında, ben de şu anda seks yapıyorum. Duyuyor musun? | Open Subtitles | في الحقيقة أنا أمارس الجنس الآن أتسمعين؟ |
| Aslında, ben, NCIS'tenim. Onun ölümünü araştırıyoruz. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا من الإن سي آي إس،، نحن نحقق في موته |
| Aslında ben yeni değilim. 28 yıldır buradaydım. | Open Subtitles | في الواقع , أنا لستُ جديده هنا لقد كنتُ هنا من 28 سنه |
| Bilgin olsun, Aslında ben bu okula gitmiyorum. | Open Subtitles | لمعلوماتك, في الواقع أنا لا أذهب إلى هنا |
| Aslında, ben bile bu gelişimi garanti edebilirim. Onun yeteneklerine bu kadar güvenim var. | Open Subtitles | في الواقع أنا سوف أضمن هذا المبلغ مقدماً ثقة مني في قدراته |
| İnsanlarla çok iyi anlaşırım. Aslında ben bir halk insanıyım. | Open Subtitles | أنسجم مع الناس بشكل رائع حقاً, أنا في الواقع شخص يحب الناس كثيراً |
| Aslında ben de altı sigmalara yemek için katılıyorum. | Open Subtitles | أنا في الواقع سوف أشارك الغداء مع الستة سيغما |
| Mmm. Aslında ben Komik Şapka Gününü düşünmüştüm. | Open Subtitles | في الواقع كنت أفكر بيوم عيد القبعات المضحكة |
| Aslında, ben hep kendi gemimin kaptanı olmak istemişimdir. | Open Subtitles | في الحقيقة كنت دائما أريد قيادة مركبي الخاص |
| Aslında ben Gizli Ahlaki Taciz Komitesi'ndenim. | Open Subtitles | فى الواقع أنا من اللجنة الخاصة بالإنتهاكات الأخلاقية |
| Aslında, ben sizinle çalışacağım için mutluyum. | Open Subtitles | في الحقيقة,انا اتطلع الى العمل معك وقد سمعت الكثير عنك |
| Bundan nefret etmiyor musun? Aslında ben de alışverişimin çoğunu telefonla yaparım. | Open Subtitles | في الواقع,انا انجز اغلب التسوق بواسطة الهاتف |
| Aslında.. ben şu balayı fikrini bayağı sevdim Öyle mi? | Open Subtitles | أتعرفين، في الحقيقة لقد أعجبتني فكرة شهر العسل في الغابة |
| General, Aslında ben ekibin yeni üyesini seçtim. | Open Subtitles | في الحقيقة جنرال أنا فعلا اخترت العضو الجديد في الفريق |
| Aslında ben de elinizdeki her şeyi bize vermenizi söylemek üzereydim ama hiçbirinizi öldürmem gerekeceğini düşünmedim. | Open Subtitles | إنّي بالواقع كنت على وشك طلب كلّ أغراضكم إلّا أنّي لا أعتقد أن عليّ قتل أيّ منكم. |
| Aslında ben Britanya'dan geliyorum, fakat Maldivler'de yaşamaya başlayalı 26 yıl oldu. | TED | بالواقع أنا من بريطانيا, لكنني مازلتُ أعيش في المالديف منذ 26 سنة. |
| Bu doğru, efendim. Aslında... ben sağlık departmanında görevliyim. | Open Subtitles | هذا جيد يا سيدى فى الحقيقة أنا أعمل فى وزارة الصحة |
| Ben de öyle. Çok güzel. Aslında ben orada yaşarım. | Open Subtitles | انا ايضا, شئ لطيف,فى الواقع انا اعيش هناك |
| Aslında, ben tekila içeriz diye düşünüyordum? | Open Subtitles | في الحقيقه لقد كنت أفكر، ربما لعبة التاكيلا؟ |