| Demek istediğim şu ki, benimle bir şeyler içmeye çıkmak ister misin diye sormazsam, kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | ما أقوله هو أنني لن أسامح نفسي إذا لم أدعوك لشراب معي |
| Fakat yaptığı şeylerle Kira'nın imajını zedelemesini asla affedemem. | Open Subtitles | ! لكن، ما لن أسامح عليه هو التقليل من كرامة كيرا عبر استخدام وسائل كهذه |
| Yaptığından dolayı o adamı asla affedemem. | Open Subtitles | لن أسامح أبداً هذا الرجل لما فعله |
| Onu kurtarmak için elimden gelen her şeyi yapmazsam kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | لن أستطيع مسامحة نفسي إذا لم أفعل أي شي أقدر عليه لإنقاذها |
| Sarhoş olduğumdan dolayı ona bir şey olursa kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | لن أستطيع مسامحة نفسي أبداً أذا حصل شيءٌ لهُ لأنني كنتُ ثملاً |
| Ben sizi asla affedemem, ama belki Tanrı affedebilir. | Open Subtitles | لا استطيع ان اسامحك ابدا و لكن ربما يسامحك الله |
| Ama şunu bil ki, seni asla affedemem. | Open Subtitles | ولكن يجب ان تعرف انني لم اسامحك ابدا |
| Sana bir şey olursa kendini asla affedemem. | Open Subtitles | لن أسامح نفسي اذا حصل لكِ أي مكروه. |
| Eğer sana bir şey olursa, kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | إن أصابك أي مكروه لن أسامح نفسي أبداً |
| Eğer sana bir şey olursa, kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | إن أصابك أي مكروه لن أسامح نفسي أبداً |
| Sana bir şey olacak olursa, kendimi asla affedemem. | Open Subtitles | إذا حدث شيء لك لن أسامح نفسي |