| dedi. Şu anda, Güney Afrika Astronomik Rasathanesi, Gelişim için astronomi Ofisi'nde çalışıyorum. | TED | الآن، أنا أعمل في المرصد الفلكي لجنوب أفريقيا، في مكتب علم الفلك للتنمية. |
| İnkalar, astronomi, tıp ve matematikte diğerlerinden daha çok bilgiye sahipmişler. | Open Subtitles | شعب إنكاس كان عنده معرفة عالية فى علم الفلك والطب والرياضيات |
| Ama benim gerçekten ilgilendiğim hiç bir dersleri yok, özellikle astronomi. | Open Subtitles | لكن ليس لديهم الصفوف التي أهتم بها حقاً خصوصاً علم الفلك |
| Onlar küçük şeyler, insanlar, mahalle basketbol takımlarının skorunu takip etmek veya araştırmalarını düzenlemek veya klasik müzik öğretmek veya ilginç astronomi tarihlerini hesaplamak için uygulamalar yapıyorlardı. | TED | كانت هذه البرامج أشياء صغيرة ينشئ الناس التطبيقات ليتابعوا انتصارات فرق كرة السلة المحلية أو لتنظيم أبحاثهم أو لتعليم الناس الموسيقى الكلاسيكية أو لحساب التواريخ الفلكية الغريبة |
| Yoğun gerçeklikle birleşmiş astronomi ve gizemden oluşan yeni bir uyum. | Open Subtitles | إنها مزيج من التصوف العصري وعلم الفلك مجتمعة مع الواقع الشاق. |
| Neyse ki, bütün radyo astronomi alanı gökyüzünde parlak radyo sinyalleri olduğu bilgisine dayanıyor. | TED | ومن حسن الحظ، أن مجال علم الفلك الراديوي بالكامل مبني على حقيقة أن هناك إشارات راديو مشرقة في السماء. |
| Cevap, Radyo astronomi bilimidir. | TED | حسننا, الإجابة هي أنه علم الفلك الراديوي. |
| Bu, astronomi tarihinde üzerinde en çok çalışılan olay oldu. | TED | وأصبح ذلك الحدث الأكثر دراسة في تاريخ علم الفلك. |
| Ve astronomi ve kozmolojide bizim yapmaya çalıştığımız, Darwin'in basit başlangıcından da geriye giderek yerküreyi kozmik anlamda yapılandırmaktır. | TED | وما نحاول فعله في علم الفلك وعلم الكون هو أن نرجع قبل بداية داروين البسيطة وأن نضع كوكبنا في سياق كوني |
| Bir sürü bilim projesi hazırlamış, astronomi kitaplarını yalayıp yutmuştum. | TED | كان لدي مشاريع علمية وأطنان من كتب علم الفلك. |
| Bunun sonucunda, astronomi ve kimya yakın akrabalardır diyebiliriz. | TED | وبالتالي، فإن علم الفلك والكيمياء تربطهم علاقة وثيقة. |
| Uzay aynı zamanda eğitim araştırma, astronomi ve asırlık deneyim yıldız gözleme sayesinde sonsuz bir ilham kaynağıdır. | TED | الفضاء أيضا مصدر لانهائي من الإلهام، من خلال التعليم، من خلال الأبحاث وعلم الفلك وتلك الخبرة القديمة المتعلقة بالنجوم. |
| Genel astronomi dersinde gördüğüme göre diğer gezegenlerde ne yaşam ne de çocuklar olduğundan bahsedilmiş. | Open Subtitles | لأنّي أدرس أساسيات الفلك.. لم يُذكر أي حياة، ولا أي أطفال على الكواكب الأخرى. |
| astronomi ve astroloji her zaman böyle farklı değildir. | Open Subtitles | علم الفلك وعلم التنجيم ، لم يكونا مختلفين عن بعضهما |
| Ve bu arada bütün bunlar Uluslararası astronomi Birliği tarafından yapılıyor. | TED | وهذا كله تم القيام به، بالمناسبة من طرف الإتحاد الفلكي الدولي. |
| Görünen o ki, astronomi profesörleri bu niyetimi size söylememiş. | Open Subtitles | يبدو بأن أساتذة المرصد الفلكي لم يفهموا ما كنت أعنيه |
| tüm bu astronomi mekaniği, gezegenler arasındaki parçaların transferini oldukça zorlaştırmakta. Eğer bu gezegenlerde yaşamı keşfetmiş olsaydık bizden farklı olacaklardı. | TED | الميكانيكا الفلكية لا تسهل تبادل المواد بين الكواكب، وبالتالي إذا أردنا اكتشاف الحياة على هذه الكواكب، فسيكون الأمر مختلفًا بالنسبة لنا. |
| Hepimizin bildiği üzere astronomi Yunanlar tarafından milattan önce 785'de bulunmuştur. | Open Subtitles | و كما نعلم جميعا أن علم الأبراج الفلكية قد أنشأه الإغرقيين فى عام فى عام 785 قبل الميلاد |
| 12 yasindayken astronomi kongresine mi gitti? | Open Subtitles | ذهب إلى مؤتمر علم فلك عندما كان في الثانية عشر ؟ |
| Uzay meraklıları ve bu işle uğraşanlar için açık kaynaklı bir astronomi programı. | Open Subtitles | إنه برنامج فلكي بموسوعة حرّة، مشهور بين محبّي علم الفلك والمختصين به. |
| İlk astronomi saati olarak kabûl ediliyor! | Open Subtitles | التي تُعد أول ساعة فلكية من نوعها على الإطلاق؟ |
| O gece astronomi Kulesi'nde asayı Dumbledore'dan alan Draco'ydu. | Open Subtitles | إنه (دراكو) الذي جرد (دمـبلدور) من العصا تلكَ الليلة في برج (أنسدرومي) |